Ata yurttan, Anadolu’ya gelirken kültürel kodlarımızda bulunan ve varlığımızı borçlu olduğumuz tüm manevi değerlerimizi de birlikte getirdik.

Örf ve adetlerimiz, alışkanlıklarımız, hatıralarımız, musikîmiz, edebiyatımız ve oyunlarımızla birlikte ebedi vatanımız Anadolu’ya kültürel zenginlikler kattık.

Kalabalık boylar halinde geldiğimiz Anadolu’nun her köşesinde kendi kimliğimizi hissettirdik.

Erzurum’da Dadaş, Sivas’ta Yiğido, Elazığ’da Gakkoş, Ankara’da Seymen, Ege’de Efe olduk.

Selçuklu’dan günümüze Anadolu coğrafyasında ayakta durmamızı sağlayan en büyük güç, şüphesiz kültürel değerlerimizin bize vermiş olduğu eşsiz öğretilerdir.

Bu miras içerisinde özgürlük, yiğitlik, cesaret, özgüven, mertlik, dürüstlük gibi kavramları sembollerimize, oyunlarımıza ve eserlerimize yansıttık.

Bu yansımanın en net şekilde hissedildiği ve görüldüğü iller arasında Erzurum özel bir konumdadır.

Erzurum’daki bu kültürel miras, kendini Çifte Minareli Medrese, Yakutiye Medresesi ,Üç Kümbetler gibi muhteşem eserleriyle gösterdiği gibi Bar tutan Dadaşların sergiledikleri oyunlarla da kimliğini hatırlatır.

Bu özelliği , Bar şairi Sadettin Akatay “Yüzyılların ardından kopup gelen bir vâkar; Kahramanlık, yiğitlik erlik destanıdır bar..” mısralarıyla tanımlar.

Şehrimizin, Halk Oyunları konusunda uzman kişilerinden biri olan değerli hocamız Müslüm Çağlar, Erzurum’un düşman işgalinden kurtuluşunun 100. yılında Er-Vak yayınları arasında çıkarmış olduğu “Yüce Dağların Başında” isimli kitabıyla Dadaşlık ve Bar konusunda detaylı bilgiler vermiş ve şehrin kültür dünyasına önemli katkılar sağlamıştı.

Bar konusunda önemli bir birikime sahip olan Müslüm Hoca “Altaylardan Palandöken’e Bar’ın İzinde” ismindeki yeni çalışmasıyla Bar’ın; Ata Yurttan ,Ana Yurda uzanan serüvenini kaleme almış, bu konuyla ilgili hemen hemen tüm detaylara kitabında yer vererek çok anlamlı bir hizmette bulunmuştur.

Müslüm Hoca, bu eserinde, sadece Erzurum’la yetinmeyip Kars, Ağrı, Ardahan, Bayburt illerini de içine alan Kuzeydoğu Anadolu Coğrafyası’nda oynanan Barların özelliklerini, farklılıklarını ve benzerliklerini inceleyerek güzel bilgiler vermiştir.

Bar tanımının yapıldığı kitapta, barların müzikal yapısından, oynanan ve unutulan barlardan, bar giysilerinden, bar figürlerinden bahsetmiş, han ve kervansaraylarda barın izini aramış, çift başlı kartal karakterinden ağıt, ateş ve ocak kültüründen, motiflerden, Hüma kuşu efsanesine kadar kültürel mirasın detaylarına kadar uzanarak harika bilgiler sunmuştur.

Kültürel birikimlerimizden zengin örneklerin verildiği bu eser, gelecek nesillere iletilecek çok önemli bir miras olarak yerini almış bulunmaktadır.

Bar konusunda önemli bilgilerin sunulduğu bu kitabı hazırlayan Müslüm Çağlar’a yapmış olduğu bu anlamlı ve özverili çalışmalarından dolayı en kalbî duygularımla şükranlarımı sunuyor, yeni kültürel çalışmaları için beklentilerimizin olduğu mesajını ileterek başarılar diliyorum.