Şehrimizin çağdaş ve aydınlık yüzü, gururumuz üniversitemizin, yeni rektörü Sn. Prof. Dr. Hikmet Koçak hocamız oldukça güzel etkinliklere imza atarak,
Prof. Dr. Yaşar Sütbeyaz’dan kısa bir süre önce devir aldığı hizmet bayrağını çok
daha ilerilere taşıyacağının sinyallerini şimdiden vermekte.
Üniversitemizin 14 Mart Tıp bayramı münasebetiyle gerçekleştirdiği, Türk Sanat musikimizin ünlü üstadı Prof. Dr Alâeddin Yavaşça’ya fahri doktora diploması verme töreni, uzun yıllardan  beri özlediğimiz bir tabloyu Erzurum’a sunması açısından son derece takdir edilecek güzellikti.
Sn. Yavaşça ya fahri doktora diploması verme düşüncesi ve bu günün 14 Mart tıp bayramına denk getirilmesi ise işin bir başka şık tarafıydı.
Bilindiği gibi ünlü üstat aynı zamanda Tıp doktorudur. Her iki mesleğini de fevkalade güzel icra eden Sn. Yavaşça’nın yaşam öyküsünü dinlerken ‘’Tıbbiyeden her şey çıkar ara sırada Hekim çıkar “ sözünün haklılığını da görmüş olduk.
Kültür derinliklerimizden beslenmeyen, adına ne diyeceğimizi bilmediğimiz yaygın müzik anlayışının muteber olduğu günümüzde, 1200 yıllık Türk Sanat musikimizin muhteşemliğini onu en güzel şekilde icra eden ve yaşatan sn. Yavaşça gibi büyük bir musiki üstadı ile birlikte hatırlatılması, gerçek kültürümüz adına şehrimizde yapılan en anlamlı etkinliklerden biriydi.
Eşleri Sn. Ayten Yavaşça hanımefendi ile birlikte ilk defa Erzurum’u gördüklerini, buna rağmen Erzurum ve Erzurumluları çok sevdiklerini son derece kibar cümlelerle ifade eden Sn. Yavaşça’yı dinlerken sanatın eğittiği eşsiz bir ruh güzelliğinin yansımalarını hisseder olduk.
83 yıllık  bir ömür’e o kadar çok şey sığdırmıştı ki, Yrd. Doç. Dr. Nesrin Feyzioğlu hocamızın yaptığı uzun tanıtım sunumu bile bu dolu hayatı anlatmaya yetmedi.
Aslen Kilisli olan üstat, musikiyle yakında ilgili köklü bir aileye mensup.1200 yıllık Türk Sanat musikisi silsilesinin günümüzdeki uzantısı.
İstanbul TRT si saz sanatçılarının eşliğinde Üstadın talebesi olan ve onun eserlerini seslendiren öğretim görevlisi İsmail Hakkı Gerçek hocanın icrası ise gecenin birinci bölümüydü.
Programın ikinci bölümünde Sn. Yavaşça sahneye yönelince, kendilerinin kısa bir teşekkür konuşması yapıp ineceğini zannetmiştik.
83 lük koca bir çınarın, Türk Sanat Musikisinin en güzel parçalarından birkaç tane örnek sunacağını hiç düşünmemiştik.
Üstat sahneye çıkınca, saz heyetinin  edeple ayağa kalkmaları, kültür mirasımızın nedenli saygın olduğunu anlatır gibiydi.
Sahnede büyük bir performans sergileyen hoca ilk olarak eşi Ayten Yavaşçaya ait “Yeter ki sen geri dön “isimli eseri seslendirdi,daha sonra hocası Saadettin Kaynağa ait “ Çıkar Yücelerden Haber Sorarım” ile programını sürdüren üstat, Şevki beyden iki eser daha sunarak, hepimizi kendisine hayran bıraktı ve salonda bulunanlar tarafından  dakikalarca alkışlandı.
Bu alkışlar hem Sn. Yavaşça, hem de bu imkânı bizlere sunan üniversitemiz içindi.
Yaşamak sanatını en az musikisi kadar güzel bir şekilde icra eden Sn. Prof. Dr. Alâeddin Yavaşça’yı ve zarif hanımefendilerini şehrimizde görmek ve yakından tanımak kültürümüz adına unutulmayacak bir kazanımdı.
Salonda   bürokratların, akademisyenlerin, öğrencilerin yanı sıra halkın katılımının fazlalığı şehir ve üniversite ilişkilerinin pozitif durumunu anlatması açısından dikkat çekici bir durumdu.
Kolay kolay unutamayacağımız bu anlamlı geceyi bizlere  yaşatan üniversitemize şükranlarımızı sunarken, buna benzer kültür ve sanat etkinliklerinin devamını da temenni ettiğimizi duyurmak isteriz.

Erdal Güzel   16 Mart 2009 Pazartesi