Hani; gece karanlığında teröristlerin ayak izlerini bile tespit eden termal kameralarınız, gece dürbünleriniz vardı?

Hani; sağlıkta reform yapmıştınız da aldığınız ilk yardım helikopterleriyle en ücra köşedeki yaralıya ve hastaya ulaşabileceğinizi söylüyor, yere göğe sığmıyordunuz?

Hani; Kuzey Irak’taki uçan sinekten bile haberdardınız, sözüm ona BBG evi gibi her yeri gözetliyordunuz?

Ülkede; insanları yatak odalarında bile cep telefonlarından dinleyen kulağı delikler, binlerce insanı GSM operatörlerinden takip edip kayıt altına alanlar, ne oldu da bir anda sistemleriniz alt üst oldu, gören gözleriniz, duyan kulaklarınız bir anda kapanıverdi?

Yerli ve milli duruşu, dürüst ve ilkeli kişiliği ile siyaset dünyamızda müstesna yeri olan Sn. Muhsin Yazıcıoğlu’nun, geçirdiği helikopter kazasının üzerinden yirmi dört saat geçmesine rağmen, kaza yerine ulaşılmaması, yaralılar hakkında sağlıklı bilgi alınmaması oldukça garip, garip olduğu kadar da endişe verici ve yadırganır bir durum olarak vicdanlarımızı sızlatmıştır.

Sn. Muhsin Yazıcıoğlu’nun, geçirdiği helikopter kazası kadar, aradan geçen uzun zamana rağmen, kaza yerine ve yaralılara ulaşılmaması, üzüntümüzü bir kat daha artırmıştır.

Paranın su gibi akıtıldığı siyaset meydanlarında, haklı mücadelesini hazineden para almadan, kıt kanaat sürdüren Yazıcıoğlu’nun geçirdiği kaza, tüm yurttaşlarımızın yüreklerini dağlamıştır.

Ülkesinin temel değerleri olan hilal ve gül uğruna, önemli bir misyon üstlenmiş olan Yazıcıoğlu’nu, Türk toplumu; güvenilir, yiğit, mert, inançlı bir Anadolu evladı olarak tanıdı.

İnsanımızın büyük çoğunluğu tarafından takdir edilen ve sevilen Yazıcıoğlu’nun ve arkadaşlarının uğradığı vahim kaza ve sonrası yaşananlar hepimizi derinden yaralarken, aşiret mantığı ile yönetilmeye çalışılan bir ülkenin, hazin durumunu anlatması açısından da elem vericidir.

Hamasete, propagandaya, abartmaya, yalana yönelik bir yapılanmanın trajik neticelerini ekranlarda izlerken, modern ve teknik bir devlet olamamanın gerçeği ile bir defa daha yüz yüze geldiğimizi ifade eder, acizliği, yetersizliği ve sorumsuzluğu gösteren bu arama çalışmalarını, olayın başından sonuna kadar, tam bir skandal olarak yorumlayabiliriz.

Eldeki mevcut imkânlar seferber edilmesine rağmen, olay yerine intikal edilememesi, bir zafiyet değil de nedir?

Akrebin kıskacında yoğrulmuş bir hayata sahip, Allah’ın takdirine tüm samimiyetiyle inanan Yazıcıoğlu’nun ve arkadaşlarının bulunması, en içten temennimizdir.

Anadolu insanının, dualarıyla Muhsin Başkan’ın ve arkadaşlarının yanında olduğunun hissiyatıyla, bu kazadan sevindirici haber alacağımıza olan inancımızı tazelerken, bu olay münasebetiyle mitinglerini iptal eden Sn. Başbakan’ımıza, Sn. Deniz Baykal’a ve Sn. Devlet Bahçeli’ye davranışlarından dolayı teşekkürlerimizi sunar, Meclis Başkanı Sn. Köksal Toptan’ın ise kaza karşısındaki suskunluğuna bir anlam veremediğimizi belirtmek isteriz.

Dualarımız; Sn. Yazıcıoğlu ve arkadaşları için…