Seçim Analizleri
Erdal Güzel 06 Nisan 2009 Pazartesi 29 Mart’ta sandık başına giden seçmenler, kullandıkları oylarla iradelerini ortaya koymuş oldular. Alınan neticeleri, yerel ve genel olarak incelediğimiz zaman, bir takım değerlendirmelerde bulunabiliriz. Öncelikle; şehrimizdeki seçim neticeleri, beş yıllık belediye hizmetlerinden dolayı, halkın memnuniyetini ifade etmesi açısından, yorumlanmaya muhtaç bir durumu ortaya çıkarmıştır. Bu yerel seçimler; Erzurum seçmeninin, ikinci defa belediye başkanlığı görevini Ahmet Küçükler’e vermesi yönüyle de siyasi geleneğimizin değiştiğini göstermektedir Seçimden önce, AKP İl Başkanı Hüseyin Tanfer, 2007 genel seçimlerinde aldıkları %68’lik orana güvenerek; “Türkiye genelinde AKP’ye en fazla oyun kullanılacağı birinci şehir olacağız” demişti, ama evdeki hesap çarşıya uymadı. Erzurumlular, yine de il genelinde % 48’lik bir tercih yaparak, AKP iktidarına olan güvenlerini tazelemiş oldular. AKP, il genelinde % 20 civarında oy kaybına uğramış olsa da hemşehrilerimiz AKP’ye olan siyasi tercihlerini fazlaca kaybetmemişler, kısaca Erzurumlular, hem AKP’ye, hem de Sn. Ahmet Küçükler’e “Yola devam” mesajını sandıkta vermişlerdir. Bu tabloyu daha açık bir şekilde analiz edersek, Erzurumlular hem belediye hizmetlerinden, hem de AKP’nin icraatlarından memnun olduklarını, demokratik bir lisan ile duyurmuş oldular diyebiliriz. İspir’de alınan netice, sağlık bakanımız Sn. Recep Akdağ ile milletvekili Sn. Fazilet Dağcı’nın keyfini kaçıracak bir tabloyu ortaya çıkarmıştır. İspir de AKP’nin % 49’lık oyuna karşı, BBP’nin % 40 oy toplaması, İspir ile ilgili bir takım yorumlar yapabilmemizi göstermektedir. AKP’nin çok az oy farkları ile bazı ilçelerde seçimi alması, Narman, Çat ve Hınıs’ı kaybetmesi de şehrin siyasi geleceği hakkında bazı ipuçları vermektedir. MHP’nin ve SP’nin tahmin edilenden az oy almaları ise Erzurumlu seçmenin, sokakta ve sandık’ta farklı taktikler içerisinde bulunduğunu yansıtan, oldukça manidar bir anlayışı vurgulamaktadır. Ülke genelinde kullanılan tercihler içerisinde en anlamlısı, şüphesiz Sivaslıların, M. Yazıcıoğlu’na olan vefalarını gösteren % 50’lik oylarıydı. Sivaslı seçmenlerin bu jesti, her türlü övgünün üzerindeydi diyebiliriz. Bir yıl içerisinde, Diyarbakır Sosyal Dayanışma Vakfı’nın verdiği 180 trilyonluk yardımların, Tunceli’de dağıtılan beyaz eşyaların, seçmeni etkilemeye yetmediği ortaya çıktı, dolayısıyla bu seçimde, bilinçli seçmenin siyasi rüşvetlere kanmadığını da görmüş olduk. Hemşehrilik olgusunun bazı illerde pirim yaptığını görmemize rağmen, iktidarın ağır toplarının kendi şehirlerinde iltifat görmemesi, seçim neticelerinin yansıttığı, gözden kaçmayan bir durumdur. Enişte Sn. Erdoğan’ın Siirt’te, Bülent Arınç’ın Manisa’da, Hüseyin Çelik’in Van’da, Hilmi Güler ve Ertuğrul Güney’in Ordu’da, Kürşat Tüzmen’in Mersin’de seçmeni etkileyemedikleri, seçim neticelerinin bir başka yansımasıdır. Seçimlerin bir başka mesajı da bölgelerde sevilen ve hizmet eden şahsiyetlerin, kendi iradelerini, halkın iradesinin üstünde tutan lider sultasına rağmen, hemşehrileri tarafından sahiplenilmeleridir. Adana, Urfa bu mesajı en iyi şekilde duyuran iller olarak göze batmaktadırlar. DTP’nin belediye başkanlıkları sayısını artırması ise işin en can alıcı noktası olarak görülmelidir. Dağıtılan o kadar yardımlara ve götürülen yatırımlara rağmen, bu bölgelerimizde sorunların ve taleplerin ekonomik olmadığını, yayın hayatına giren TRT Şeş’in bile siyasi saplantıları değiştirmediğini, sandıktan öğrenmiş olduk. DTP’nin belediye başkanlıklarını kaybettiği bazı illerde, il genel meclisi oyları itibarı ile birinci parti olması, elbette ki bir anlam ifade etmektedir. Ağrı il genel meclisinde oyların %37’sini, Mardin’de %44’ünü, Muş’ta %42’sini alan DTP’nin, buralarda aldığı il genel meclis oyları ile birinci parti, Bingöl, Bitlis ve Kars’ta ise ikinci parti konumuna gelmesi, etnik siyasetin bu bölgelerde ne kadar yaygın bir şekilde yapıldığını göstermektedir. Başbakan’ın, özellikle ele geçirmek için yoğun gayret sarf ettiği; İzmir, Tunceli, Diyarbakır gibi illeri alamaması ise halkın iradesinin para ve iktidar gücü ile ele geçirilemeyeceğini anlatması açısından çok anlamlıydı. Hatırlanacağı üzere Beypazarı’nda, seçimden birkaç gün önce Sn. Başbakan, bin beş yüz kişiye istihdam sağlayacak önemli bir tesisi açarken, Beypazarı’nı marka haline getiren MHP Ankara B. Şehir Belediye Başkan adayı Mansur Yavaş’ı protokolde saf dışı bırakmıştı. Seçimde; Beypazarlılar da bu büyük yatırıma rağmen, MHP’ye oylarını verip, AKP’yi saf dışı ederek, Mansur Yavaş’ın hizmetlerine ve şahsına sahip çıktılar. Başbakan’ın yirmi sekiz defa gittiği ve hükümetin 7 milyar TL yatırım yaptığı Antalya’da da AKP’nin seçimi kaybetmesi ise seçimin en sürpriz gelişmesidir. Saadet Partisi’nin oylarını azda olsa artırması, Milli Görüş Harekâtı’nın, gelecekte ülke siyasetinde tekrar etkin bir konuma geleceğini hatırlatmaktadır. Yapılan yerel seçimler, halkın iradesini yansıtmasından dolayı, demokrasinin vazgeçilmez bir yönetim biçimi olduğunu tekrar hatırlattı. Gelecekte; mevcut meclis aritmetiğinin değişeceğini, kısaca dengelerin ve açılımların daha farklı bir şekilde olacağını düşündüren yerel seçimlerin, bir takım sinyaller verdiğini söyleyebiliriz. Özetle; bu seçimde AKP’nin iktidar treni yoluna devam ederken, bir kısım yolcusunu indirmiş bulunmaktadır. İlerleyen zamanlarda, duraklardan tekrar yolcu alır mı veya indirir mi; zamanla göreceğiz… |