Erdal Güzel 10 Nisan 2009 Cuma

Kent kültürünün egemen olduğu 1960 – 1970 yıllarında, Erzurum; eğitim konusunda kendisinden söz ettiren iller içerisindeydi.

Özellikle; Türkiye’nin en köklü eğitim kurumlarından biri olan Erzurum Lisesi, eğitim başarısı ile hatırı sayılır bir okul olarak hep göz doldururdu.

Yine o devirlerde, Erzurum Lisesi’nin unvanı dilden dile dolaşırdı da Erzurum Liseli olmak, her öğrencinin hayalini süslerdi.

Siyasetin; öğretmenleri ve öğrencileri etkilemediği yıllarda, Erzurum’da yapılan “Liseler Arası Bilgi Yarışmaları” izleyenleri adeta büyüler, pırıl pırıl gençlerin bilgilerini yarıştırdıkları bu programlar, Halk Eğitim Salonu’nun hınca hınç dolmasına sebep olurdu.

Bölge illerden gelen okulların katıldığı bu yarışın favorileri arasında, Erzurum Lisesi ve Erzincan Lisesi hep ön planda yer alır, final; genelde bu iki okulumuz arasında geçer, çoğunlukla Erzurum Lisesi birinciliği kimseye kaptırmazdı.

O günlerde; nefes kesen bilgi yarışmalarının katılımcıları olarak, Halk Eğitim Merkezi’ne gider, Erzurum Lisesi’nin başarısını coşkuyla alkışlardık.

Aradan çok uzun yıllar geçmesine rağmen, o günkü bilgi yarışmalarında yaşadığımız heyecanlar, bu gün bile hafızalarımızda tazeliğini korumaktadır.

Neden sonra ülke değişik ideolojilerin birbirlerine üstünlük kurma sürecine girdi, bilgilerini yarıştıran gençlerin yerine, birbirleriyle kavga eden nesiller oluşturuldu, gençlerin ders kitaplarının yerini ideolojik eserler aldı, kalem tutan eller, silah tutar oldu, dolayısıyla okullardaki eğitim ve öğretimde aksamaya başladı.

Artık okullar arasında ne bilgi yarışmaları, ne de sağlıklı eğitim ve öğretim yapılıyordu.

Geçen hafta Atatürk Üniversitesi İletişim Fakültesi’nin hazırladığı “Fakülteler Yarışıyor” adlı bilgi yarışmasını izlerken, geçmişe ait hatıralarımız tazelendi, öğrencilerin sevimli tezahüratları arasında, orta okul ve lise yıllarımıza, yani bilginin yarıştırıldığı günlere dönmüş olduk.

İletişim Fakültesi dekanlığının tertiplediği “Fakülteler Yarışıyor” adlı bilgi yarışması, takdire layık bir düşüncenin yansıması olarak, gençlerde görmek istediğimiz bir tabloyu bizlere sunması açısından, oldukça sevindiriciydi.

Huzurun, bilginin, kardeşliğin hâkim olduğu, ideal bir üniversite ortamını yaşayamamış, kavga ve şiddet içerisinde eğitimlerini sürdürmüş, talihsiz bir dönemin üniversite öğrencileri olarak, “Fakülteler Yarışıyor” adlı programı gıpta ile izledik.

Gençlerimizin, kardeşlik ortamı içerisinde, bilgide yarışmalarından dolayı mutluluk duyarken, 1980 öncesi gençliğin kaybolan yılları için de yüreğimizin sızladığını bir kez daha hissettik.

Özlediğimiz bu güzel ortamı hazırlayan ve bizlere sunan; Üniversitemizin Rektörü Sn. Prof. Dr. Hikmet Koçak’a, İletişim Fakültesi Dekanı Sn. Prof. Dr. Önder Varlı’ya, yarışmanın organizatörü Sn. Jale Alcan’a ve öğrencilerimize, şehir adına teşekkürlerimizi sunar, gençlerimizin; ilim irfan yuvalarında, sevgi ve kardeşlik duyguları içerisinde bilgilerini yansıtmalarını gönülden arzu ederiz.

Bilgi çağında, üniversite çatısı altında, öğrenciler arasında bilginin yarıştırılmasından daha güzel ve anlamlı, başka ne olabilir ki?