Cizlavetli Çocuklarımız
Erdal Güzel 16 Nisan 2009 Perşembe Aşağı Canören Köyü; Erzurum merkeze 120 km uzakta, Aziziye (Ilıca) ilçemize bağlı, şirin mi şirin güzel bir köyümüz. Kaymakam Sn. Mustafa Erkayıran’ın başlatmış olduğu eğitim seferberliği sırasında, İstanbul Erzurumlular Vakfı, 2005 yılında bu köyümüze beş dersliği ve iki lojmanı olan güzel bir okul yaparak, Erzurum eğitimine önemli bir katkıda bulunmuştu. Okulun temel atma törenine, İstanbul’dan gelen hemşerilerimiz, kalabalık bir yönetici kadrosu ve vatandaşlarımızla birlikte katılmıştık. O gün Canörenliler, kavuşacakları okul için köyü bayram havasına sokmuşlardı. Güneş altında yapılan klasik protokol konuşmalarının uzun sürmesinden dolayı, biraz serinlemek için köy camisinin şadırvanında vakit geçirirken, tertemiz giysileriyle gülen, oynayan bir gurup küçük kız çocuklarıyla karşılaşmıştım, hayatımın en anlamlı anlarından birini yaşayacağımı, nereden bilebilirdim ki! Çocuklara, okulun açılıyor olmasından dolayı mutlu olup olmadıklarını sorduğumda, biri hariç, hepsinin mutlulukları gözlerinden anlaşılıyordu, çok sevinçli olduklarını çocuksu tavırlarıyla anlatırlarken, bir kız çocuğunun “Amca, ben hiç mutlu değilim” sözüyle irkilmiştim. Sebebini sorduğumda, babasının gurbette olduğunu, dedesinin ise okumasına karşı olduğunu, bu yüzden dolayı da arkadaşları sevinirken kendisinin çok üzüldüğünü, o kadar mahzun bir şekilde ifade etmişti ki bize düşen tek görev, içerisinde okumak arzusu olan bu cici kızımızı sevindirmek, onu okuluna kavuşturmaktı. Büşra Güney isimli bu kızımızın elinden tutup protokole yöneldiğimde, TRT baş kameramanı Mustafa Bingöl’de profesyonel haberciliğin gereği, bizi takibe başladı. Valimiz Sn. Celalettin Güvenç’le karşı karşıya geldiğimizde, Büşra’nın okuma aşkı içerisinde olduğunu ve içinde bulunduğu durumu kendilerine anlattığımda, etrafımız meraklı bakışlarla çevrilmişti. Sn. Valimiz, Büşra’nın okutulması konusunda ilgililere kesin talimat verince, Büşra ile birlikte büyük bir sevinç yaşamıştık. Büşra’nın fahri velisi olma gururu ise anlatılmayacak güzel bir duygu olarak, hatıralarım arasında yerini almıştı. Ertesi gün, medyada çıkan “Büşra artık okuyacak” başlıklı haberler, “Kızlar okula” kampanyasının da güzel bir örneğini yansıtıyordu. Büşra şimdi Ilıca Lise’sinin birinci sınıfında, çok başarılı bir öğrenci olarak eğitimini sürdürüyor. Dört yıl sonra Aşağı Canören Köyü, İstanbul Erzurumlular Vakfı İlk Öğretim Okulu’nun ismi “Cizlavetli çocuklar teknoloji tasarım şenliği” ile duyulunca, en iyi yatırımın, eğitime olan yatırım olduğuna bir kez daha şahit olduk 2005 – 2006 eğitim ve öğretim döneminde açılan bu şirin okulumuz, müdürleri Aydın Kocaman hocanın idaresinde, sekiz öğretmenle, seksen beş öğrenciyi fedakârca eğitmekteler. Havuz başındaki Kültür Merkezi Galeri Salonu’nda, kara lastik dediğimiz cizlavetli çocuklarımızın bu sergileri, oldukça güzel ve ilginçti. Kendi dünyalarında oluşturdukları birbirinden farklı tasarımlarıyla, Türk patent enstitüsünden teşekkür almaları, zaten her şeyi anlatmaya yetiyordu. Serginin açılış konuşmasını yapan Makbule Kızılgöl hoca, köyde öğretmenlik yapmanın ayrıcalığını veciz cümlelerle ifade ederken, öğrencilerinin haklı başarılarını sergilemekten duyduğu sevinci ve heyecanı, o kadar samimi bir şekilde yansıttı ki bu coşkuyu, sergiyi gezerken hep birlikte bizler de yaşadık. Erzurum’dan 120 km uzak bir köyde, zorlu hayat koşullarında, yaz kış cizlavetleriyle okullarına giden bu çocuklarımızı tasarımlarından dolayı kutlarken, onların bu çalışmalarını, tasarım şenliği ile sergileyen ve emekleri geçen Aşağı Canören Köyü İstanbul Erzurumlular Vakfı ilköğretim okulu öğretmenlerine, serginin tanıtımında aktif rol oynayan Eski Polat Köyü ilköğretim okulu müdürü Çetin Şengül’e içten tebriklerimizi sunuyoruz. |