Nail Ağabeyi ve Hemşin
Erdal Güzel 04 Mayıs 2009 Pazartesi Aylar öncesiydi; 1980 öncesi kuşağın hatıralarında ve hafızalarında istisna bir yeri olan Hemşin Pastanesi’ne uğradığımda, sevgili Nail ağabeyi ile yapacağım sohbetin en son ve uzun sohbetimiz olacağını, elbette ki bilemezdim. Hemşin’in eski havasının yerinde olmadığı, içeriden kolayca anlaşılabiliyordu. Nail ağabeyi her zamanki yerine yatmış, hafif uzamış sakalı ve sağlıksız görüntüsü ile hastanede tedavi görmesi gereken bir hastayı çağrıştırıyordu. Sesi iyice kısılmıştı, art arda gelen öksürük nöbetleri ile boğuşurken, sigarasını da tüttürmekten geri kalmıyordu. Hemşin’e uğramamın gayesi, hem Nail ağabeyi’yi görmek, hem de Erzurum’da pastaneciliğin geçmişi hakkında kendisinden bilgi almaktı. Erzurum’a pastanecilik sektörünü getirenlerin, Karadenizliler olduğunun vurgusunu yaptıktan sonra, muhtelif semtlerde ve tarihlerde işletilen pastaneleri, isimleri ve çalıştıranlarıyla birlikte anlatıp, sözü Hemşin’e getirmişti. Babasının ve amcasının gıpta edilecek ortaklığı ile 1938’de kurulan Hemşin Pastanesi’yle ilgili hemen her şeyi, zaten Nail abiden defalarca dinlemiştim. O günlerde; Cumhuriyet Caddesi’nde, Lalapaşa Camiinin karşısında bulunan Hemşin Pastanesi’nin bir kültür evi gibi çalıştığını, Erzurum’da bilmeyen yoktu. İdeolojilerin insanları birbirine hasım kıldığı o kâbus dolu günlerde, Hemşin; her türlü fikir sahibinin oturup sohbet ettikleri ve tartışmalarını yaptığı farklı bir mekândı. Müşterilerinin çoğunu, şehrin bilgeleri, üniversite öğrencileri, münevverler, siyasetçiler oluştururdu. Hemşin’in pirinçli sebze çorbasından, ücretsiz karnını doyuran öğrenci sayısı da hiçte az değildi. Hemşin’in tılsımlı havası içerisinde, her türlü fikre ve görüşe sahip insanların, uzun kış gecelerinde yaptıkları hararetli ilmi ve fikri sohbetlerin sessiz dinleyicileri, müthiş bir eğitim aldıklarının farkına bile varmadan, zaman akıp giderdi. Boyacı İsmail usta, Hacı Fevzi Çifçi, Gömlekçi Hatem usta, Yılma Durak, Necati Güllülü, Feyyaz İbrahimhakkıoğlu, Aygün Kanca, Cici Burun Ahmet Emi, Eski Diyanet İşleri Başkanımız M. Nuri Yılmaz’ında müdavimleri arasında bulunduğu Hemşin Pastanesi, 1984 yılında kepenklerini indirince, Erzurum’da büyük bir boşluğun oluştuğuna şahit olmuştuk. Ticarethaneden ziyade, bir kültür hizmeti veren Hemşin’in tekrar açılmasını arzu etmek, geçmişte o havayı teneffüs edenlerin, en büyük beklentisiydi. Bu konuda kendini en fazla sorumlu hissedenlerin başında, rahmetli Ali Karaavcı gelmekteydi. Yaşanılan bir fetret devrinden sonra, Dadaş Sineması’nın yanında Hemşin’in tekrar açılması, hepimizi ziyadesiyle memnun etmişti. Açılış günündeki insanların teveccühü, uzun yıllar sohbet ortamından uzak kalan dostların tekrar karşılaşmaları, unutulmayan bir andı. Hemşin bir pastane, bir ekoldü ama onu hoşgörü mekânı haline getirip, halkın gözünde büyüten, şüphesiz ki Nail Ağabeyi idi. Bu yüzden dolayıdır ki 1995 yılında Hemşin’e UNESCO hoşgörü ödülü verilmişti. Nail abisiz bir Hemşin’i düşünemezdik. Mekânla insan, Hemşin’de sanki de özdeşleşmişti. Nail Ağabeyi’nin; kibar tavrı, esprili yaklaşımları, cömertliği, kültüre ilgisi, Hemşin’in nezih bir kitleye hitap etmesini sağlamıştı. Hemşin’in Rahle-i tedrisinden geçmiş, bu gün çok iyi mevkilerde bulunan yüzlerce isimi ve Hemşin’e olan hayranlıklarını satırlara döken ünlüleri, Hemşin’in özel konuk defterinde görünce, Hemşin’in bu marka ismi fazlasıyla hak ettiğini anlayabilirsiniz. Çok uzun yıllar, sıcak ortamında doyumsuz sohbetler yaptığımız Hemşin’i ve Nail Ağabeyi nasıl unutabiliriz? Rahmetli Ali Karaavcı, Dr. Ali Gürcan, Muammer Cindilli, Uğur Güzel, Dr. Ali Kurt, Dr. Salih Kocaoğlu, İsmail Bingöl, Fevzi Budak, İbrahim Aydemir, Merdan Güven, Nesrin Feyzioğlu, İlhan Ece, Emin Alper, Haluk Güçlü, Dursun Şen, Abdulkerim Dinç, Yavuz Resuloğlu ve isimlerini buraya sığdıramayacağım nice dostlarla birlikte sohbetlere dalardık, İsmail Gerçek hocanın ve öğrencilerinin musiki ziyafetiyle moral bulur, Karaavcı’ların ney fasılları ile iç dünyamızı aydınlatırdık. Uzun süreden beri hasta olan Nail Ağabeyi, her sonlu gibi aramızdan hoş bir seda bırakarak ayrıldı. Nail Ağabeyi’nin cenaze namazından sonra imam “Hakkınızı ve hukukunuzu helal ediniz” dediği zaman, çoğu insan, onun bizim üzerimizde hakkı ve hukukunun olduğunu hatırladı zannederim. Nail’siz bir Hemşin’i düşünmek çok zor olsa da Hemşin gibi bir mekânın varlığını sürdürmesi gerektiğine de inanmaktayız. Ramazan ayı boyunca ücretsiz olarak iftarlarını Hemşin’de açan, Nail Ağabeyi’nin bursları ile eğitimlerini sürdüren öğrencilerin, dost ortamına hasret çekenlerin, kültürü ve insanı sevenlerin, bu yönde arzularının olacağı şüphesizdir. Yaz gelmek üzere, Tortum’un organik vişnelerinden, Nail Ağabeyi’nin formülünü bildiği Hemşin’in çok özel içeceği olan dondurmalı Mestinazı bir daha içebilir miyiz, bilmiyoruz. Nail Ağabeyi, şirin insan; nur içinde yat, seni hep özleyeceğiz. |