Hemşirelerimiz Ve Ebelerimiz
Erdal Güzel 18 Mayıs 2009 Pazartesi Halkımız arasında sıkça kullanılan bir tabir vardır; “Allah dert verip hekime, dava verip hâkime düşürmesin” diye veya “Allah hastanelere düşürmesin, onlarsız da etmesin” gibi… Her ne kadar, böyle bir dua ve temennide bulunsak da, hayatın akışı içerisinde ister istemez, kendimiz ve yakınlarımız için de olsa, hastanelere muhakkak bir yolumuz düşer. İşte o zaman bazı gerçeklerle yüz yüze gelerek, düşüncelerimizde ve ön yargılarımızda birtakım kırılmalar yaşarız. Hastaların, dertlerine derman bulmak için koştukları hastanelerde ilk karşılaştıkları görevliler, çoğunlukla beyaz kıyafetleri, sıcak davranışları ile hemşirelerdir. Onların yaptıkları iş, insana hizmettir ve kutsallığı ise asla tartışılmazdır. Bundan dolayıdır ki hemşirelerimizi; sağlık ordumuzun, hastaneler cephesindeki kahraman ve fedakâr beyaz melekleri olarak tanımlarız. Onları; cephede Mehmetlerin yaralarını sararlarken, afet bölgelerinde enkazlar içerisindeki yaralılara yardım ederlerken, hastane koridorlarında telaşla koşarlarken, kuş uçmaz, kervan geçmez köylerin sağlık ocaklarında sabırla hastalarını beklerlerken, kısaca doğumdan ölüme, sağlığımızı ilgilendiren her alanda görebiliriz. Herkesin evlerine kapanıp, el ayak çekildiği gece yarılarında, hastanelerde yatan hastaların tek tesellisi ve ümidi, nöbeti başındaki hemşireler değil midir? En yakınımız bile olsa, midemizin kaldıramayacağı bazı hastalık durumlarında, hiç tereddüt etmeden görevlerini layıkıyla yapan bu insanların yerine, kendimizi, kızlarımızı veya hanımlarımızı koyup bir empati yaparsak, hemşirelik mesleğinin nasıl bir amaca hizmet ettiğini rahatlıkla anlayabiliriz. Sınırlarda nöbet tutan Mehmetçiğin görevi kadar, hastalarının başında nöbet bekleyen hemşirenin görevi de o denli kutsaldır. Ülkemizin şartları düşünüldüğünde, hemşirelerin görev zorluklarının yanında, bir takım sorunlar içerisinde olmaları da hep gözden kaçan bir durumdur. Ülkemizde; Bin kişiye düşen hemşire ve ebe sayısının, OECD ülkelerine oranla çok düşük seviyelerde olması, yani fazlaca hemşire açığının bulunması, mevcut çalışanların yükünü kat kat artırmaktadır. Nöbetlerin fazlalığı, ücretlerin düşüklüğü, sosyal haklarının az olması, görevleri başında her türlü riskle karşı karşıya bulunmaları, güvenlikleri konusunda endişe taşımaları, yönetici baskıları, yoğun iş stresi, bu vefalı meslek grubunun seslerini duyuramadıkları sorunlarıdır. Yunus’un; “Bir hastaya vardın ise Bir içim su verdin ise Yarın anda karşı gele Hak şarabın içmiş gibi” dizeleri, ciddi bir eğitimden geçen ve son derece saygın bir görevi yapan hemşireler için söylenmiş gibidir. Bu meslek grubundan ayırt etmediğimiz diğer sağlık personelimiz ise ebelerdir. Havva anamızın ebesini bilmesek de bazı istisnalar dışında, yeryüzünde yaşayan her insanın bir ebesinin olduğunu söyleyebiliriz. Tarifi imkânsız doğum sancılarının arasında, işini sabırla yapıp, ilk müjdeli haberi veren bu insanları, elbette ki saygı ile anmak durumundayız. Dünyayla ilk temasımızda, bize uzanan ilk yardım elinin bir ebeye ait olması, her şeyi açıklamaya yeter sanırız. Kırsal alanda, zor şartlar altında, at sırtında doğuma giden ebelerimizin başından geçenler, kim bilir kaç romana konu olur. Hamili kartlarla, siyasetin gölgesinde hak etmedikleri görevlere getirilen, yan gelip yatarak kıyak ücretler alan, işe uğramadan bankamatiklerden aylıklarını cebe indiren, çalışmadan, üretmeden, alın teri dökmeden rant ekonomisinden geçinen asalakları görünce, gece gündüz demeden, ağır çalışma koşullarında, şikâyet etmeden görev yapan bu güzide meslek grubunun, hak ettikleri emeklerinin karşılığını almadıklarını, gönül ezikliği ile söylemek durumundayız. Oysa bu fedakâr meslek gurubu, aldıkları ücreti fazlasıyla hak eden kesimlerin başında gelmektedirler. Onlara uygun çalışma ortamları sağlayamadık, sarf ettikleri alın terlerinin karşılığını veremedik, hiç değilse, yaptıkları güzel işlerden dolayı kendilerine olan saygımızı ve minnet borçlarımızı her fırsatta ifade etmemiz gerekmez mi? Hemşirelik ve Ebelik mesleğinin güzide mensupları, özveri ile yapmış olduğunuz kutsal görevlerinizden dolayı, sizlere; insanlık adına şükranlarımızı sunarken, Hemşirelik ve Ebelik haftanızı kutlar, hepinize mutlu yarınlar ve esenlikler dileriz. İyi ki varsınız… |