Erdal Güzel 10 Haziran 2009 Çarşamba

Geçen hafta şehrimize uğrayan İçişleri Bakan’ımız Sn. Beşir Atalay “Erzurum özel bir şehir, Erzurumlu olmak ise bir ayrıcalıktır” demişlerdi.

Sn. Bakan’ın, Erzurum’la ilgili özel duygularının olduğunu bilmekteyiz, bu münasebetle, konuşmalarının, hükümetin şehrimize bakış açısını yansıttığını söyleyemeyiz.

Uzun zamandan beri beklediğimiz yeni teşvik sisteminde, bazı illere özel kıyaklar yapıldığını görünce, hükümet nezdinde çokta özel bir şehir olmadığımız anlaşılmaktadır.

Dört milyar TL’lik paketi barındıran yeni teşvik yasasında, iller, sosyo – ekonomik göstergelerine göre, dört bölgeye ayrılmış durumda.

Sosyo – ekonomik gelişmişlik sırasına göre, yirmi altı bölge içerisinde Erzurum, Erzincan ve Bayburt’un bulunduğu bölgenin yirmi birinci sırada olması, perişan halimizi bir kez daha gözler önüne sermekte.

Sondan beşinci sırada bulunmamız, özel ve ayrıcalıklı olduğumuzu, ne yazık ki pek de göstermemektedir.

“Hiç yoktan iyidir” şeklinde bir değerlendirme yapacağımız bu programın, Erzurum ekonomisine beklediğimiz bir performans sağlayacağını söylemek biraz zor.

Yatırım yapmak isteyen sermaye guruplarının, eşit imkânlara sahip Trabzon, Kastamonu, Rize, Sinop, Çankırı gibi illeri tercih edecekleri, daha inandırıcı gözükmektedir.

Hazırlanan bu sistemde, bazı illere pozitif bir ayrımcılık yapıldığı şeklinde, bir takım izlenimler edinmek mümkün.

Kurumlar ve gelir vergisi indirimleri ile SSK primlerinden işveren hissesinin hazine tarafından karşılanması, bölgemiz için müspet bir adım olarak yorumlanabilir.

İklim şartları, limanlara, hammaddeye ve pazarlara uzaklık, güvenlik gibi olumsuz koşullar düşünülecek olunursa, bu sistemden en çok Kastamonu, Sinop, Trabzon, Ordu, Giresun, Çankırı gibi illerin aslan payını kapacakları, gün gibi aşikârdır.

Yeni teşvik sistemi, beş bölge şeklinde değerlendirilip, Erzurum’un da içinde bulunacağı Doğu ve Güneydoğu’daki bazı iller bu gruba dahil edilip, enerji indirimi şeklinde bazı teşvik edici aktörlerde programa alınsaydı, beklentilerimizi karşılayacak bir teşvik sisteminden rahatlıkla bahsedebilirdik.

5084 sayılı teşvik yasasından, biraz daha farklılık gösteren bu sistem, en azından mevcut sermayemizin şehirde kalmasını bir müddet sağlayabilir.

Program’ın; dördüncü bölgelerle ilgili, tarım ve tarıma dayalı imalat, sağlık, turizm, eğitim gibi yatırımları destekleyici bilgiler içermesi, şehrimiz adına avantajlı bir yaklaşım olarak değerlendirilebilir.

Şehrimizin, gelişme ve kalkınmasında önemli rol oynayacak olan organik tarım ve kış turizminde iddialarımızı sürdürmemizde, üniversiteler şehri ve sağlık merkezi olmak gibi hedeflere ulaşmamızda, yeni teşvik sisteminin bir takım sinerjiler oluşturacağını temenni etmekteyiz.

Şehrimize üniversite kurmak isteyen Bahçe Şehir Üniversitesi, Çankaya Üniversitesi, TOBB Üniversitesi, Darüşşafaka lisesi gibi eğitim kurumlarının, yeni teşvik sistemiyle gelmeleri hızlandırılabilir.

Yeni teşvik sisteminden, şehrimize fırsatlar sağlama hususunda siyasilerimize oldukça büyük görevler düştüğünün hatırlatmasını yaparken, bu yeni paketin şehrimize olan yansımalarını, 31 Aralık 2010 tarihine kadar bekleyip göreceğiz.