Erzurum İçin Temenni Öneriler
Erdal Güzel 22 Haziran 2009 Pazartesi Şehrin içinde bulunduğu sıkıntılarına çözüm üretmek düşüncesiyle, gün geçmez ki bazı çevreler tarafından çeşitli kalkınma modelleri medyaya yansır veya bizlere ulaşır. İyi niyetle söylendiğine inandığımız bu önerilerden bazıları şehir içinden, büyük bir kısmı da şehirden göç etmiş gurbetçi hemşerilerimizden veya onların oluşturdukları sivil toplum kuruluşlarından gelir. Bu önerilerin içerisinde öyleleri vardır ki onları hoş bir niyet mektubu veya aidiyet duygusunun bir ifadesi olarak yorumlamak mümkün. Bazen de öyle abartılı öneriler gelir ki böyle düşüncelerin şehrimiz gerçekleriyle örtüşmediği hemen anlaşılabilir. Bazılarının niyeti, medyada bu tip haberlerle görünmek, kimi ileride yapacağı siyaset için şehirle ne kadar ilgili olduğunu yansıtmak, kimileri de sevgi ve sorumluluklarının gereği bu tür çalışmaları yaparlar. Yine de hepsinin ayrı özelliği ve güzelliğinden bahsedebiliriz. Örneğin; dinler arası diyalog çalışmalarından etkilenen bir hemşehrimiz, Abdurrahman Gazi’ye giden yolun üzerine cami, kilise ve havra gibi üç dine ait ibadethanelerin yapılmasını öneriyor. Gurbetteki diğer bir kardeşimiz, Palandöken Festivali adı altında bir etkinlik yaparak, bu suretle Erzurum’a birkaç günlüğüne yüz bin hemşehrimizi getirmeyi hedefliyor. Bir sivil toplum kuruluşumuz da Erzurum’da beş bin iş adamını ağırlayacaklarının haberini veriyordu. Bu teklifi yapan hemşehrilerimizin, Erzurum otellerinin yatak kapasitelerinden haberdar olmamaları ise yaklaşımların gerçekliği konusunda bir takım ipuçları vermektedir. Yine çevreci bir kardeşimiz, İstanbul’dan telefon açarak, yol kenarlarına bir milyon ağaç dikmeyi planladığını anlatıyor, diğer bir proje ile başka bir arkadaşımız, Aziziye Tabyalarından, Ejder tepesine teleferik kurulması için tavsiyelerde bulunuyordu. Erzurum’un perişan halinden dolayı ah vah edenlerin çokluğu ile çözüm için akıl verenlerin sayısının aynı oranda fazlalığı, ne gariptir ki bir paralellik arz etmektedir. Böyle sevimli teklifleri görünce, hatırımıza siyaset tarihimizin renkli simalarından Necmettin Erbakan hoca gelmedi değil. Kadayıfın altını kızartmakla meşhur olan hoca, kendine has usulü ve esprileri ile siyasetimize oldukça renk katmış önemli bir kişiliktir. 1974’te Cumhuriyet Halk Partisiyle koalisyon kuran hoca, hükümette başbakan yardımcılığı görevine getirilmişti. O günlerde Erbakan hoca “Yüz bin tank veya yüz bin top yapacağız” diye iddialı bir demeç verince, bütün Türkiye “Bu iş nasıl olacak” diye sormuştu. Gazeteler, günlerce bu haberi manşetten vermişlerdi. O günlerde, ülke dar boğazlardan geçiyor, ekonomik sıkıntılarla boğuşuyordu. Tabiri caizse, ülke yetmiş sente muhtaçtı. Bu haber üzerine muhalefet de hükümete epeyce sıkıntılar yaşatmıştı. Ecevit, “Yüz bin tank ve yüz bin top yapmamız mümkün olmadığı halde, böyle bir beyanatı neden verdiniz” sorusunu hocaya yönelttiğinde, Erbakan’dan “Bazı sözler temenni maksadıyla söylenir, bende bu sözleri temenni niteliğinde söylemiştim” şeklinde bir cevap almıştı Bizler de; şehrimizin gelişme ve kalkınması konusunda gerçekleşme ihtimalleri zayıf olan düşünceleri, temenni niteliğinde öneriler diye kabul edebiliriz. Ancak; uygulanması mümkün projeler üzerinde çaba gösterip, elimizi taşın altına sokabilir, fedakârlık yapıp, risk alabilirsek, şehrimiz için bir takım faydalar sağlayabiliriz. Erzurum için düşünen ve aidiyet duygusu taşıyan herkesi sevgiyle kucaklıyoruz. “Çok ince bir sırdır gerçekçi olmak Çetindir insanlık kapısını çalmak Fukarayı dövüp gönlünü almak Tuz ile yarayı sarmaya benzer Ey Âşık Reyhanî yeter uyumak Bu hususta derdim hep yumak yumak Süslü mezarlara dua okumak Zengine sadaka vermeye benzer “ |