Erdal Güzel 03 Ağustos 2009 Pazartesi

Bozulan havasına, kirlenen suyuna, dadaşlık vasfını hızla kaybeden insanına rağmen, bu toprağa bizi bağlayan, onu sevmemizi gerektiren, o kadar çok sebebimiz var ki.

Bu gün yaşadığımız ve hâlâ kaybetmediğimiz bazı özelliklerimiz, bizlere; can suyu gibi hayat vermekte, ilerisi için ümit beslememizi sağlamaktadır.

Sağlam aile yapısına sahip Erzurum’da, çocuğunu Kur’an Kursu’na göndermeyen aile sayısı, hemen hemen yok gibidir.

Halkımızın arasında “Hocaya gitmek” olarak da tarif edilen bu güzel alışkanlığın, günümüzde daha bilinçli ve heyecanla artarak devam etmesi, geleceğimiz açısından tartışmasız bir güvencedir.

Camilerimizin çokluğu kadar, camii cemaatinin az olması, hepimizin aramızda konuştuğu genel bir sıkıntımızdır.

Vakit namazlarında, camilerde bir iki safın dışında bir cemaat yoğunluğunun olmadığını hepimiz bilmekteyiz.

Bu nedenle, camilerimizin çokluğu ile övünürken, ne yazık ki cemaatin çokluğundan bahsedemiyoruz.

Yaz gelip okullar tatil edilince, açılan kurslar vasıtasıyla, Kur’an öğrenmek için gelen çocuklarımız sayesinde, camilerimiz de anlamlı bir hareket başlar.

Sabah erken saatlerde ellerinde Elif Be Cüzleri ile başı örtülü kız çocuklarımız ve tertemiz giysileriyle oğullarımız, camii yollarına dizilmiş çiçekler gibi ortamı süslemektedirler.

Bu günlerde, cemaate hasret çeken camiler, çocuklarımızın varlığı ile müthiş bir canlılık kazanır, adeta çiçeklerle bezenmiş bahçelere dönüşürler.

Erzurumlu ailelerin özel bir hassasiyet gösterdiği bu eşsiz özelliği, çocuklarımızın Kur’an öğretisi ile tanışmalarının ilk heyecanı olarak da tanımlamak mümkün.

Güzel ortamlarda, hocalarının etrafında Kur’an öğrenmeye çalışan çocukları gördükçe, ister istemez, kendi çocukluk devrelerimizde geçirdiğimiz o günler de aklımıza gelmiyor değil.

Geçmiş dönemlerde, çocuklar İlkokul’a başlamadan önce, özel bir ilgi ve takdir gösterilerek hocaya gönderilirdi.

Annemin, nevalemi koyduğu küçük bakır tabağı bir elime, Suparamı’da diğer elime alıp, Mahallebaşı’nda hocaya gidişimi, hocamızın; dişi sallanan çocukların dişlerini çekmesini, ahır sekisinde, karanlık loş bir ortamda bize ders vermesini nasıl unutabilirim.

Badalaların arkasına dizilen küçük bedenlerimizle, Kur’an harflerini öğrenmeye gayret ederken, bazen küçük muziplikler yaptığımızda, hocamızın uzun sopasıyla ikaz etmesini, dün gibi hatırlamaktayım.

Hele Kur’an okumaya çıkanlar için “Baş Kapma” diye bir adet vardı ki hepimiz bu özel anı hasretle beklerdik, çünkü başı kapılan çocuk, ertesi gün kurs arkadaşlarına bir takım yiyecekler getirirdi, bunların lezzetine ise asla doyulmazdı.

Belli zamanlarda, “Süpürge parası” adı altında bir miktar para götürmemiz de adetten sayılırdı.

Günümüzde; devlet denetimi altında, modern metotlarla yürütülen Kur’an Kurslarının, çocuklarımızın manevi hayatlarına büyük bir katkı yapacağı tartışılmazdır.

Erzurum’daki camiler içerisinde, sosyal alanda güzel çalışmalarıyla göze batan A. Mumcu Camii, yaz Kur’an Kurslarını bazı etkinliklerle de süsleyince, hepimizin takdirini kazanan, güzel bir tabloyu ortaya çıkarmış oldu.

Camimizin huzur veren iç mekânından dışarıya bakınca, pencerelerden sarkan vişne, kiraz ve dutların oluşturduğu ayrı bir güzelliği görmek mümkün.

Yaz Kur’an Kursu’na gelen otuz iki çocuğumuzun renkli görüntüleri de bu güzelliğe eklenince, camimizde tarifi imkânsız bir manzarayı görebiliyorsunuz.

A. Mumcu Camii’nde Kur’an Kursu’na katılan çocuklarımızın, diğer camilerdeki kurslara katılan akranlarına göre, biraz daha avantajlı olduklarını söyleyebiliriz.

Şöyle ki; Aşağı Mumcu Camii yaz Kur’an Kursu’nda, çocuklarımız çok ciddi dini bilgiler alırlarken, bunun yanında bir takım sosyal faaliyetler içerisine katılma şansına sahipler.

Geçen hafta, ER-VAK tarafından tertiplenen gezi programıyla, Kur’an Kursu öğrencilerimize tabyalar gezdirildi ve bu tarihi mekânlarda, çocuklarımızın milli bir heyecan yaşamaları ve tarihleri hakkında bilgi edinmeleri sağlanmış oldu.

Çocuklarla piknik yapmak, ücretsiz kitap dağıtımı, Kur’an Kursları arası bilgi yarışması, halı sahada Kur’an Kursları arası futbol müsabakaları, kız çocuklara yönelik çocuk yuvası ziyaretleri, A. Mumcu Camii’nin programlarından bazıları.

Camilerin sosyal alanlarda da çok büyük hizmetler yapabileceğinin hatırlatmasını, örnek çalışmalarla gösteren Camii İmamı Hüseyin Çelebi Hoca’mızı gönülden kutluyor, bu güzel çalışmaların diğer camilerimize de yansımasını gönülden arzu ediyoruz.

Ayrıca, çocuklarının dini eğitim almaları konusunda hassasiyet gösteren ailelerimizi ve onları eğiten din görevlilerimizi tebrik eder, bizi biz yapan bu güzel adetlerimizin ilelebet yaşamasını içtenlikle dileriz.