Desteğe Köstek
Erdal Güzel 24 Eylül 2009 Perşembe Okullar açılmak üzere, çarşı pazar her okulun değişik renk ve modeldeki okul kıyafetleri ile dolu. Çocukları değil, büyükleri bile cezbeden rengârenk çantalar ve kırtasiye çeşitleri ister istemez öğrencilerde güzel bir heyecan uyandırırken, maddi imkânı olmayan velilerin de keyfini kaçırmakta. Bir yanda yıllığı on dört milyardan başlayan marka okullara lüks arabalarla taşınan mutlu azınlığın talihli çocukları, diğer yanda kara tahtası olmayan, ahırdan bozma okullarda tezek sobası başında, ayaklarında kara lastikle eğitimlerini sürdürmeye çabalayan masum Anadolu’nun saf çocukları. Her yıl olduğu gibi okulların açıldığı gün rutin merasimler yapılacak. Önemliler; genç nüfusumuzun çokluğundan, eğitimin kalitesinden bahsedip, öğrencilik anılarıyla ilgili kısa bir anekdotla propagandalarını yaparak, yaşlılar evinde hayatlarının sonbaharlarını yaşayan bir kaç emekli öğretmenin ellerini öpüp, hayır dualarını aldıktan sonra, birazda başöğretmen Atatürk’ten söz edip, eğitim ve öğretim yılını başlatacaklar. Eğitimdeki kara deliklerin kapatılması konusunda yetkililerin en sık başvurdukları taktiklerin başında, değişik isimde düzenlenen kampanyalar gelmektedir. Eğitimdeki alt yapı eksiklikleri tamamlanmadan bu tür kampanyalarla başarı elde etme şansının çok az olduğunu her kesim bilir bilmesine de, yine de bu tür kampanyalar mutlu bir şekilde devam eder ve gider. Hatırlanacağı üzere kız çocuklarının okumalarını teşvik için “Haydi Kızlar Okula” diye bir kampanya başlatılmıştı. Fevkalade güzel bir yaklaşım olarak onaylayacağımız bu çalışmanın, pratikte ne kadar başarılı olduğu ise tartışılabilir bir konudur. Kırsal kesimlerdeki ilköğretim okullarından mezun olup, lise eğitimine devam etmek isteyen, fakat bir takım olumsuzluklardan dolayı eğitimlerini noktalamak zorunda kalan kız öğrencilerimizin durumu, “Haydi Kızlar Okula” kampanyasıyla pek örtüşmemektedir. Şöyle ki; eğitimde marka şehir olma iddiasındaki Erzurum merkezinde, maalesef ortaöğretime ait yeteri kadar öğrenci yurdu bulunmamaktadır. Nene Hatun Kız Öğrenci Yurdu’nun ve bir kaç yatılı okulun haricinde ortaöğrenim öğrencilerinin barınacağı yurtların olmaması, özellikle kız öğrencilerini okutmak düşüncesindeki aileleri menfi yönde etkilemektedir. Ekonomik sıkıntılar içerisinde çırpınan kırsaldaki veliler, ilde veya ilçede çocuklarını okutmak için, parasal kaynak yanında çocuklarını yerleştirebilecekleri güvenilir öğrenci yurdu aramak zorunda kalmaktadırlar. Bu olumsuz tablolara bakılınca “Haydi Kızlar Okula” demekle, bu işlerin yürümediğini anlamak mümkün olabilmektedir. Şehir olarak bir takım ekonomik sıkıntılarla boğuşurken, bu hassas konu karşısında da duyarlı olmamız ve çözümler üretmemiz, her şeyi devletten bekleme alışkanlığını bir kenara koyarak, çocuklarımızın geleceği adına bu eksiklikleri hep birlikte gidermemiz gerekmektedir. Bundan dolayıdır ki şehrimizde ve gurbette bulunan, ekonomik durumu müsait olan hemşerilerimizin eğitime destek vermelerinin sağlanması en büyük arzumuzdur. Kayseri, Gaziantep, Bolu gibi bir takım güzel örneklerin sergilendiği illere bakılınca, şehrimizin bu alanda çok gerilerde olduğu gözükmektedir. Şehre olan aidiyet duygusunun zayıflığını, yatırım yapmak fikrinde olanların heveslerini kursaklarında bırakan, özetle desteğe köstek vuran bürokratik yaklaşımları, Erzurum’da yatırımları engelleyen önemli faktörler olarak görmekteyiz. Mardin de bir okul ve sağlık ocağı yaptırarak, bunları Mardin Valiliği’ne bağışlayan hemşerimiz Osman Bakırcı’nın, Erzurum’da aynı hayırlı hizmetleri yapmak istediği halde yetkililere ulaşamadığını ifade eden gazete haberini okuyunca, “Sahipsiz memleket” lafının boşuna söylenmediğini üzülerek tekrar hatırladık. Özetle; şu an şehrimizde kız ve erkek öğrencilerin kalabileceği ortaöğretim yurtlarına ihtiyaç bulunmaktadır. Cami yapma yarışındaki beceri ve hassasiyetlerimizi bu alanlara yönelterek, sorunun üstesinden geleceğimize inanıyoruz. Unutmayalım ki en iyi yatırım, insana ve onun eğitimine olan yatırımdır. |