Menu


Hava Durumu



   Haftalık Yazılar

Bencil Dualar

Erdal Güzel 24 Kasım 2009 Salı

Kulluğun özü, müminlerin sığınağı olarak tarif edilen dua, şüphesiz yüce yaratıcıyla kulu arasındaki en özlü ve samimi iletişim vasıtasıdır.

“Ben size şah damarınızdan daha yakınım” diyen yüce Mevlâ, yine ilâhi mesajları vasıtasıyla kullarının yalnız kendisine inanmalarını ve ancak ondan yardım istemelerini bildirmektedir.

Geçmişteki atalar dininin etkisinden kurtulamayan, örf ve gelenekleri din olarak algılayan bazı Müslümanlar, ne yazık ki ilahi gücün açık ve anlaşılabilir mesajlarına rağmen, dua konusunda haddi aşan ve İslam’ın özüyle bağdaşmayan görüntüler sergilemektedirler.

Özellikle; Ramazan ayında ve kandillerde türbelere akın eden bilinçsiz Müslümanların, arzu ettikleri şeyleri nesnel objeler halinde türbelere sunup, yine türbeler vasıtasıyla Allah’a duyurmak istemeleri ise dua mantığı ve İslami düşünce tarzı ile asla bağdaşmamaktadır.

Ağaçlara asılan rengârenk bez parçaları, türbe ve ziyaretlerde kesilen adaklıklar, her derde ayrı ayrı çareler sunduklarına inanılan branşlaştırılmış türbeler ve bu türbelerde göze çarpan maket evler, beşikler, kalemler, cüzdanlar, gelinlik parçaları, fazla söze mahal bırakmamaktadır.

Tevhit inancıyla bağdaşmayan buna benzer uygulamaları, ne yazık ki İslam coğrafyasının muhtelif kesimlerinde görmek mümkün.

En son olarak Prof. Dr. Ali Çarkoğlu ile Prof. Dr. Ersin Kalaycıoğlu tarafından yapılan “Dindarlık Araştırması” adlı çalışma, dua konusunda daha farklı gerçekleri hatırlatması ve halkımızın dua etme nedenlerini göstermesi açısından oldukça ilginç bilgiler içermektedir.

Yapılan araştırmaya göre, dua etmeyi çok seven halkımızın; yüzde 97’lik bir kesimi Allah’ın kendisini ve ailesini herhangi bir felâketten koruması, yüzde 83’ü Allah’tan kendisini sevgilisine kavuşturmasını, yüzde 77’lik bir kesimi iyi bir eş bulup evlenmeyi, yine yüzde 77’lik bir kesim ise maddi zenginliğe kavuşmayı, yüzde 61’i sınavda başarılı olmayı, yüzde 26’sı ise futbol takımının kazanması için dua ediyormuş.

Bu çalışmanın sonuçlarına bakıldığında, toplum olarak dua konusunda oldukça bencil olduğumuz anlaşılmaktadır.

Oysa İslami öğretilerde, duanın topluma ve tüm insanlığa yönelik yapılmasının önemi vurgulanmaktadır.

Egoyu ön plana alan, içerisinde bencillik bulunan, toplumsal boyutu ihmal edilen duaların hiçte hoş karşılanmadığını, İslami kaynaklar bizlere hatırlatmaktadır.

Hele; Allah’a maddi beklentiler ve şahsi çıkarlar için dualarda bulunulması, müminler adına yakışan dua içerikleri değildir.

Duaların içerisinde toplumu ilgilendiren; hak, adalet, vicdan, kardeşlik, barış, sevgi, ahlâk gibi kavramların hatırlanmaması, elbette ki düşündürücüdür.

Her beş saniyede bir çocuğun dünyada açlıktan öldüğü gerçeğini hatırlamayan, haksızlıklar karşısında inim inim inleyenlerin feryatlarına kulak tıkayan, insan hakları ihlâllerinden kendini sorumlu tutmayan, zalimin zulmünden haberdar olmayıp, mazlumun sesini işitmeyen bilinçsiz kişiliklerin, dualarında kendi egolarını ön planda tutmaları, insan odaklı Kur’an düşüncesiyle ne kadar çelişkilidir.

“Yarabbi! Ne olur bedenimi öyle büyüt ki cehennemi kaplasın da benden başka hiç kimse girmesin” diye dua eden Hz. Ebubekir’in herkesi kucaklayan duasıyla, bencillik ve maddiyat kokan dualar arasında, nasıl da uçurumlar olduğu hemen anlaşılmaktadır.

Zengin kültür mirasımız içerisinde, ailesine, komşusuna, milletine ve tüm insanlığa karşı sorumluluk bilincini hatırlatan sayısız güzel örnekleri görebilmekteyiz.

Dükkânının bulunduğu çarşıda yangın çıkan bir Allah dostu, yangın yerinden gelen bir adama “Benim dükkânımda yanmış mı?” diye sorar, adam; “Hayır! Bütün dükkânlar yanmış, seninkine bir şey olmamış” deyince, veli o anda “Oh! Şükürler olsun” der, fakat sonra bu hareketinin yanlış olduğunu düşünüp, kendi kendine; “Eğer yanmayan şeylerden birisinin, yanması daha hayırlıysa, bende onun yanmasına şükür ettimse, halim ne olacak?”deyip, pişmanlık duyan ve bu davranışı için tam otuz sene gözyaşı döken Allah dostunun hayranlık uyandıran tavrı, ne muhteşem bir ahlâkî sorumluluk örneğidir.

İslam düşüncesi, duaların müşterek olmasını ve paylaşma duygusunu yansıtmasını, özellikle teşvik eder.

Buna rağmen, çıkarların ön planda tutulmasıyla yapılan duaların ve dua yöntemlerinin, dini algılama biçimini göstermesi açısından, iyi tahlil edilmesi gerektiğine inanmaktayız.

Barışın, sevginin, adaletin, kardeşliğin, adilce paylaşmanın hâkim olduğu bir dünya özlemi dualarımıza yansımıyorsa, bu tür yaklaşımlarımızdan dolayı kendimizi hesaba çekip, eksikliklerimizin farkına varmak durumundayız.

Etrafımızda, kendilerini cennetin başköşesine yerleştirip, toplumu cennetlikler ve cehennemlikler diye ayıracak kadar, Allah adına yetki kullanma sapıklığında bulunan hasta kafaları nadirde olsa görebiliyoruz.

Diyelim ki; Allah sadece bizi ve ailemizi korusa, para, şan ve şöhret içerisinde yüzsek, girdiğimiz imtihanların tümünü kazansak, bizim takım namağlup şampiyon olsa; buna mukabil, yeryüzünde insanlar acı çekiyorsa, komşumuz açsa, hukukumuz ve sosyal adaletimiz yoksa, hırsızlar, uğursuzlar, katiller sokak başlarını kesmişlerse, insan hakları ayaklar altında çiğneniyorsa, fuhuş pazarlarında körpecik bedenler satılıyorsa, kazanımlarımızın bizi mutlu edebileceğini hangi vicdan söyleyebilir?

Dualarımızda, Allah’tan; bizleri adaletli, erdemli, ahlâklı, vicdanlı bir toplum halinde yaşatmasını, elinden ve dilinden emin olunan temiz kişilikler olarak bir hayat sürmemizi, helâl rızklar ile rızıklandırmasını, bilgimizi, irfanımızı artırmasını, incinmeden ve incitmeden yaşamamızı talep etmediğimiz müddetçe, dünyada ve ahirette mutlu olmayacağımızı, İslami öğretilerimiz bize hatırlatmaktadır.

Efendimizin: “Allah’ım! Faydasız ilimden, kabul olmayan amelden, karşılık görmeyen duadan sana sığınırım” duasını içtenlikle tekrarlarken, tüm okurlarımın kurban bayramlarını tebrik eder, sağlık ve esenlikler dilerim.

 

“Uyuyup da bir köşede kaldıysa

Kendi çıkarına secde kıldıysa

Cahil doğdu okumadan öldüyse

Reyhanî’nin gelip gittiği yalan”

 

 


Erzurum Kalkınma Vakfı (ER-VAK)
Adres : Cumhuriyet Caddesi Kızılay İş Merkezi Kat 3 / 2 YAKUTİYE ERZURUM Telefon : (0442) 233 38 20
Tasarım : www.e-erzurum.net