KIZILAY ÇADIRLARI
Şehrimizde Ramazan ayı kendi uhrevi havası içerisinde yaşanmakta, insanımız bu mübarek günlerden nasiplenmek, aşkın güce olan vazifelerini yerine getirmek için ayrı bir gayret ve özen içinde yaşam biçimlerini disiplinize etmeye çalışmaktadırlar. Özellikle bu ayda fakirin, fukaranın ve yoksulların kapıları çalınır ihtiyaç sahiplerinin sıkıntıları giderilmeye çalışılır; zekâtlar, fitreler, sadakalar bu ayda itina ile hak sahiplerine ulaştırılır. Şehrin önemli merkezlerine kurulan iftar çadırlarının, aş evlerinin iftar sofraları bu manzaraya apayrı bir güzellik katar. Bu çadırlar içerisinde bazı çadırlar var ki; farklı bir insani görevi yerine getiriyorlar. Uzun yılların tecrübesiyle hayır kapımız Kızılay’ın kan bağışı çadırları Ramazan boyunca tam mesai çalışarak hizmet kervanına katılmış bulunmaktalar. “Bir miskini gördün ise, bir eskice verdin ise / Yarın anda sana gele, hak libasın biçmiş gibi / Bir hastaya vardın ise, bir içim su verdin ise / Yarın anda karşı gele, hak şarabın içmiş gibi” dizeleriyle yüz yıllar ötesinden seslenen YUNUS’ un torunları olarak bu ulvi maksatlarla hizmet veren Kızılay’ın kan bağışı çadırlarına yeteri kadar ilgi göstermediğimizi üzülerek ifade etmek durumundayım. Şehrimizin büyük ve kalabalık camilerinin önünde ve muhtelif semtlerde kurmuş oldukları mütevazi Kızılay çadırlarında kan bağışı toplayarak “İnsanların en hayırlısı insanlara faydalı olandır” ilkesini insanımıza sundukları imkânları ile yaşatan bu çadırlardan acaba ne kadar haberdarız, kırmızı hilâlli bu kapılardan girenimiz var mı? Hayat iksirimiz kana ihtiyaç duyduğumuz anlar olmuş mudur; olmuşsa acıyı çeken bilir misali bu esnada yaşadığımız sıkıntıları kelimelerle anlata bilir miyiz; olmamışsa bile olabilecek ihtimali yok mu dur? Verilebilecek birkaç ünite kanla şefkatle yavrusunu bağrına basan anneyi veya cephede yaralanmış bir Mehmet’ in yaşama dönmelerini sağlamak kadar büyük bir sevap ve mutluluk olabilir mi? Şüphesiz kan bağışı en mukaddes ve insani bir görevdir de bu konunun ehemmiyetinden toplum olarak ne kadar haberdarız. Deryada bir damla suyun önemi yoktur ama! Çölde bir damla suyun önemini anlatmaya gerek var mıdır? Paramızın, malımızın, mülkümüzün zekâtını veririz de bütün bunlara sahip olan bedenimizin zekâtını nasıl verebiliriz? Kulağın zekâtı güzel sözler duymak, dilin zekâtı en iyi şeyleri anlatmak, ayakların zekâtı hayır işlerinde koşmaksa, kanın zekâtı da senede bir kan bağışı yapmakla ödenmez mi? Bu fedakârlığı zengin, fakir herkesin yapabileceğini rahatlıkla ifade edebiliriz. Medine’nin sıcağında bir grup yoksul Müslüman Efendimiz’ in yanına gelip oturdular kafalarını belli ki bir şeyler meşgul ediyordu sordular; “Ya nebi; zenginler zekât, fitre ve sadaka veriyorlar, hacca gidiyorlar, kurban kesiyorlar sevap kazanıyorlar bizim bu ibadetleri yapacak maddi gücümüz yok bize ne önerirsin” dediler Efendimiz onlara “Namazdan sonra otuz üç kere tesbihat” okumalarını tavsiye edince yoksullar “Bunu zenginlerde yapar” dediler bunu üzerine Efendimiz “Buda Allah’ın takdiridir” diye buyurdular. Ramazan ayında bu yardımlaşma kervanına katılamamanın ezikliğini hisseden maddi imkânsızlıklar içindeki insanımıza Kızılay’ın kan bağışı çadırlarının özel bir fırsat sunduğunu söyleyebiliriz. Allah’ın verdiği beden sağlığının şükran ifadesi olarak kan bağışında bulunmamızın Ramazan ayının kutsiyetine ayrı bir anlam katacağı şüphesizdir.
Konunun uzmanları Ramazan ayında yapılacak kan bağışının oruçlunun orucuna bir zarar vermediğini ifade etmekte ve bu görüşlerini Efendimizin hayatındaki uygulamaları örnek göstererek desteklemekteler. İçerisinde modern teknik donanımları, güler yüzlü Doktor, Hemşire ve Personeli ile Kızılay’ın kan bağışı çadırları Ramazan’da tam mesai yaparak insanlara faydalı olmaya gayret gösteriyorlar da bu sevap pınarından içmek isteyen insanımızın azlığı onların azim ve gayretlerini azaltmayacağını umarız. Hacamat denilen bir usulle senede birkaç defa vücudundan kan çıkartan Efendimiz bu çıkan kanın bir başka hayatı kurtarabileceğini görseydi acaba kan bağışı konusunda ne tavsiyelerde bulunurdu; şefkat peygamberinin bu hayırlı işe onay vermeyeceğini düşünebilir miyiz? Her türlü övgünün üzerindeki bu gayretli çalışmayı yürekten alkışlamak gerek, verilecek her ünite kanın bir hayatı kurtarabileceği düşüncesi ile tüm halkımızı Kızılay’ın kan bağışı çadırlarını ziyarete ve Allah’ın bizlere bahşetmiş olduğu hayat iksirimizden başkalarının da faydalanmasını temin etmek için kan bağışında bulunmalarını içtenlikle tavsiye ederiz. Bağışlanan kanın insani ve vicdani bir görev olduğu bilinciyle bu mübarek Ramazan ayında şimdi kan verme zamanıdır deyip bu hasenatla amellerimizi taçlandırıp bir hayat kurtarmanın sonsuz ecrine varabiliriz; unutmayalım ki; yüce kitabımız Kur-an’ ı Kerim iman edipte güzel davranışlarda bulunanlar ve güzel işler yapanların ecirlerinin zayi olmayacağını haber veriyor, ne mutlu bu mesajdan haberdar olanlara.
Ecz. Erdal GÜZEL ER-VAK BAŞK.
|