Geçmişten bu güne; alaylı - mektepli, cami - kışla, alevi - sunni, sağcı - solcu, asker - siyaset, laik -anti laik, siyaset - yargı kutuplaşmasının meydana getirdiği kaos içerisinde, millet olarak çok sıkıntılı günler yaşadığımız bir realitedir. Dedelerimizin, babalarımızın ve bizlerin, egemenliğin kayıtsız ve şartsız millete devredildiği bir yapılanmanın çatısı altında, huzurlu ve güvenli bir yaşam sürdüğümüz söylenemez. Gidişata bakılırsa; bizlere ödetilen faturaların, gelecek nesillere de ödetileceği, ufukta görünmektedir. Gücü kanıtlamak ve iktidarı ele geçirmek uğruna yapılan bu çekişmelerde, halkın ağır bedeller ödediği, fotoğrafın değişmez parçasıdır. Demokrasi ve hukuk gibi önemli kavramların hamasetini yapıp, bu önemli faktörlerin her kesim için lüzumlu olduğu gerçeğinden uzak olanların, kendilerini ilgilendiren kritik durumlarda, bu değerleri anımsamaları ve fark etmeleri de oldukça garip bir durum olarak karşımıza çıkmaktadır. Demokrasinin ve hukukun üstünlüğü ilkesinin farkında olmayan, kolay aldatılan, kredi kartlarıyla borçlandırılıp, tarla paraları ve kömür yardımlarıyla avutulan, gıda ve yardım paralarıyla bağımlı hale getirilen zavallı halkın, elbette ki güçler arası çekişmelerden fazlaca etkilenmeleri söz konusudur. Kuvvetler ayrılığı prensibini yanlış yorumlayıp, bu müsbet kuralı güç denemesi haline getirenlerin, aslında güç birliği yapıp sorunsuz bir ülke oluşturmaları arzu edilen bir durumdur. Oysa! Mesut ve müreffeh bir ülkede, demokrasi kuralları içerisinde sorunsuz hayat sürmek, halkımızın en büyük özlemi ve temennisidir. Gücü elinde bulunduranların, makam ve mevkilerinin kendilerine sağladıkları statüleri ile her türlü maddi imkânlara ve güvencelere sahip oldukları yadsınamaz bir gerçektir. Genelde çocuklarının yurt dışlarındaki kolejlerde eğitimlerini sürdürmeleri de işin ayrı bir boyutudur. Kısaca gelecekle ilgili kaygı ve endişelerinin pek de olmadığı ortadadır. Her türlü fedakârlığa göğüs geren bu çileli milletin üzerinde, güçlerin denenmesinden vaz geçilmesi gereğine inanmaktayız. Geçmişte yaşanan bir takım olumsuz örneklerden yola çıkarak, haddi aşan ihtirasların ve kaprislerin, milletin geleceğini risk altına sokma ihtimalinden bahsedebiliriz. Bugün iktidar koltuğunun sihirli çekim alanı içerisinde, aile fotoğrafında yer alanların bir kısmının, yaşanacak olumsuz bir süreçte, karenin dışına çıkacaklarından hiç kuşkumuz yoktur. Refah partisinin kapatılması sürecinde, kendilerine yeni yol haritası seçenlerin ve gemiyi terk edenlerin, geçmişi unutanlar için bir hatırlatmasını da bu arada yapabiliriz. Bugün iktidarın gücü etrafında yığılanların, olası bir olumsuz durumda siyasette istikbal vaat edecek yeni bir partiye hücum edecekleri de, geçmişte yaşanan tecrübelerden hafızalarımızda kalanlardır. Gençlerimizi sağ ve sol fraksiyonlara ayırıp, onların birbirlerini kırmalarına zemin hazırlayanlara, ülkeyi 70 cente muhtaç edip, yandaşlarına çıkar sağlayanlara, PKK terör örgütü konusunda başlangıçta ciddi tedbirler almayıp, bu olayı kanserli bir hücre haline getirenlere, devalüasyonlarla bir gecede cebimizi boşaltanlara, enflasyon canavarını oluşturup, servet üstüne servet yapanlara, cumhuriyete ve onun çocuklarına sahip çıkmayanlara, cüzdan ve vicdan arasına sıkışmış hukuktan bahsedenlere, ülkenin stratejik kurumlarını yabancılara peşkeş çekenlere karşı, millet adına hesap soracak bir gücün varlığından söz edebilir miyiz? Millete köle ve maraba mertebesinden başka paye vermeyenlerin, artık millet adına aldıkları yetkileri, gene millet adına kullanmaları gerektiğini fark etmeleri gerekmektedir. Oy çokluğuna güvenip, devletin temel unsurlarını görmemezlikten gelme vehimine katılmak, silahın verdiği güce güvenip, millet iradesini yok saymak, yargı kuvvetini siyasetin güdümünde ve karşısında göstermek, geçmişte yaşanmış, ülkeye faydadan çok zarar getirmiş, olumsuz manzaralardır. Millet olarak, tekrar tekrar bu tür sıkıntılı süreçleri bir daha yaşamak istemiyoruz. Bu münasebetle, demokrasinin bir uzlaşma rejimi olduğu gerçeğini muhataplarına bir daha hatırlatırız. Çağdaş medeniyet seviyesine ulaşmış, bilgi çağını yakalamış, adaletin eşitçe ve hakça dağıtıldığı, özgürlüklerin olduğu, sosyal adaletin tecelli ettiği, gerilimin yaşanmadığı bir ülkeyi özlediğimizi ifade ederken, böyle bir ortamı milletine hazırlayacak, her türlü meşru gücün yanında olduğumuzda, yine millet adına söyleyebiliriz.
Ecz.Erdal GÜZEL ER-VAK BAŞK. 04/04/2008
Erzurum Kalkınma Vakfı (ER-VAK) Adres : Cumhuriyet Caddesi Kızılay İş Merkezi Kat 3 / 2 YAKUTİYE ERZURUM
Telefon : (0442) 233 38 20 Tasarım : www.e-erzurum.net