Bu konuda en göze çarpan metotların başında yama yapmak gelirdi.
Genelde pantolonların diz, ceketlerin dirsek kısımları yamalanır, ayakkabıların ise altlarına pençe yapılarak, daha uzun müddet kullanılmaları sağlanırdı.
Hatta yırtılan şal çoraplar, değişik renkten iplerle örülerek giyilirdi.
İşin görünüm ve estetik tarafı sonraki planda düşünülürdü, önemli olan ihtiyacı karşılamaktı.
O zamanlar fakirliğin alâmeti yamaların çokluğu ile ölçülebilirdi denilebilir.
Öyle ki; evlerde yorgan ve döşek yüzlerindeki rengârenk geometrik yamalar, değişik bir görünüm oluştururdu.
Kısaca yama; fukaralığın vazgeçilmez işaretiydi.
Günümüzde; ülkemizdeki asfalt yolların dışında, yamayı görmek mümkün değildir.
İktisaden gelişmiş ülkelerde döşenen kaliteli asfaltlar ve pırıl pırıl çukursuz yollar, zenginliğin ifadesi olarak göze çarpmaktadır.
Erzurum gibi ekonomik gelişmesini sağlayamamış illerde, belediyelerin sorumluluğunda olan asfaltlı yoların durumu, 1940’lı yıllardaki bir vatandaşın, yamalarla dolu pantolonunu hatırlatmaktadır.
Yani yamalı asfaltlar, bir bakıma o coğrafyanın ekonomik göstergelerini tespitte önemli argümanlardır diyebiliriz.
Bu göstergelerden bir başkası da erbab-ı ticaretin uğraştığı iş kollarıdır.
Esnafın vizyon eksikliği ve para kazanılacak iş çeşidinin az olması münasebetiyle, şehrimizde esnaf birbirini takip ederek para kazanma çabasına girmiştir.
Bu iş kollarının özelliği, halkın alım gücüyle orantılı olması ve az bir sermaye ile para kazanma mantığına dayanmaktadır.
Gaziantep ve Adana gibi yörelerdeki kebapçı dükkânlarının Erzurumdaki yansımaları, son zamanda sayıları hızla artan çorbacılardır.
Esnafımız yeni arayışlara girmeden, bir başkasını taklitle ayakta kalma savaşı vermektedir.
Dün lahmacun ile piyasaya giren esnafın, hareketli ticaretlerini görenler, kısa bir zamanda neredeyse her köşe başına bu sektörü taşıdılar.
Pasta bölünmüştü, kimseye bir şey düşmemişti, borçlar yığılmıştı, yapılacak iş rekabetti, bilinçsizce yapılan rekabet, işi daha zora soktu ve sahne kapandı.
Bu tablo daha sonra kır pidecileri, tavuk dönerciler, simit centerler şeklinde devam etti.
Nihayet şu anda popüler iş olarak, çorbacılar aynı serüveni yaşamaktalar.
“Umut fakirin ekmeği” misali çorbacılıkta esnafın umudu olmuş durumda.
Hızla artan çorbacıların, geçmişte yaşanan olumsuz örnekleri göz önünde bulundurmalarını ve “Komşu komşuya bakar, kendini ateşe atar” atasözünü onların menfaatleri açısından hatırlatmak isteriz.
Temennimiz; az bir parayla vatandaşı memnun eden bu kesimin, kendilerini de tatmin edecek maddi imkânlara kavuşmasıdır.
Maksadımız kimsenin pişmiş aşına su katmak değil, çorbada bir avuç tuzumuzun olması isteğidir.
Gelişmiş illerde insanlar kebapla beslenirken, gelir düzeyi az olan Erzurum gibi şehirlerde, insanların çorbayla karınlarını doyurması, oldukça normal bir durumdur.
Kısaca, ne zaman ki yamalı asfalttan ve 2 YTL ile karın doyurma sıkıntılarından kurtulursak, anlarız ki gelişip, kalkınıyoruz.
Kim bilir; belki yarın, belki yarından da yakın!..
Erdal GÜZEL 27/05/2008
Erzurum Kalkınma Vakfı (ER-VAK) Adres : Cumhuriyet Caddesi Kızılay İş Merkezi Kat 3 / 2 YAKUTİYE ERZURUM
Telefon : (0442) 233 38 20 Tasarım : www.e-erzurum.net