ERZURUM’DA YEREL YÖNETİMLER VE TEMENNİLER
Şehirlerin kalkınmasında ve gelişmesinde yerel yönetimlerin önemli bir rol üstlendikleri tartışılmaz bir konudur. Özellikle son yıllarda çıkarılan yasalarla yerel yönetimlerin yetkileri, görev ve sorumlulukları artırılmış bu kapsamda Büyükşehir Belediyelerinin çalışma alanları genişletilmiştir. Bilindiği üzere Erzurum, 25 000 Km2 yüzölçümü, 20 ilçesi ve 1009 köyü ile Konya, Sivas ve Ankara’dan sonra ülkemizin en büyük şehirlerinden biridir. Bu tablo içerisinde bir değerlendirme yapıldığında Erzurum geniş arazisi, çetin coğrafyası ve ağır geçen kış mevsimiyle yerel yönetim açısından hizmetlerin zor şartlar altında yapıldığı bir ildir. Ülkenin Güneyinde ve Batısında hizmet veren yerel yönetimlerin plajlara kum taşıdıkları aylarda, ilimizde bulunan belediyelerin tüm güçlerini seferber edip, yollara kum atmaları ve yağan karı kamyonlarla şehir dışına taşımaları, devletten pay alan yerel yönetimler arasında bir eşitliğin olmadığını göstermektedir. Büyükşehir kapsamında olan ve yeni yasalarla tüm ile hizmet sunmaya çalışan Erzurum Büyükşehir Belediyesi ile ilçe belediyelerinin yükü bir hayli ağırdır. Bu münasebetle, şehrin tamamının gelişmesi ve kalkınması için ilçe belediyelerinin de hedeflerini iyi tespit edip, bulundukları coğrafyanın potansiyellerini değerlendirmeleri gerekmektedir. Merkezden çevreye uzanan, vizyonu yüksek bir yönetim anlayışı ile kamu kuruluşlarının işbirliği ve koordinasyonu sayesinde arzu edilen hedeflere ulaşmak mümkündür. İlk Belediye Başkanımız Resul Paşa’dan günümüze kadar uzanan süreçte her Belediye Başkanı günün şartlarına uygun olarak hizmetlerini sürdürmüş olsalar da şehrimizin yerel yönetim hizmetleri açısından bir takım sıkıntılarının olduğu söylenebilir. Hatırlanacağı üzere ,1980’den sonra sosyo ekonomik açıdan her gün kan kaybeden Erzurum’un üzerini karamsarlık bulutları kaplarken, şehrin enkaz halindeki görüntüleri karamsarlığı daha da artırmaktaydı. Erzurumspor’un küme düşmesi, şehrin aydınlatılmasının dahi yapılamaması şehirdeki özgüven duygusunun azalmasına yol açmaktaydı. 2011 Üniversiteler Kış Oyunlarının şehre bir nefes aldırmasından sonra istenilen hedeflere ulaşılmaması yine şehrin yerinde saymasına yol açmıştı. Doğunun Paris’i unvanını çoktan kaybeden Erzurum’un, iller arası yarışta geri kalmasında, diğer faktörlerin yanında eksik ve pasif belediyecilik anlayışının da etkin olduğu söylenebilir. Geçmişin yığılmış sorunları karşısında belediye hizmetlerinin şehre yansıması zor fark edilir olsa da son yıllarda gözle görünür biçimde yapılan çalışmalar şehre dokunulduğunu göstermektedir. Bilindiği üzere belediyeler; su, kanalizasyon, imar, ulaşım, temizlik, çevre, kültür, spor, cenaze, itfaiye, çöp, park ve yeşil alan oluşturma gibi asıl sorumluluk alanlarının yanında, modern belediyecilik kapsamında sağlıktan, tarım ve eğitime çok kapsamlı konularla uğraşmaktadırlar. Erzurum Büyük Şehir Belediye Başkanlığının 1600 okul ile şehir merkezi ve köylerdeki cami, mescit bakım ve onarımını yapması, muhtarlık binaları, cenaze ve köy odalarıyla, tuvaletlerinin yapılması kırsalda 350 gölet oluşturması, köylerin neredeyse tamamına yakınına asfalt götürmesi, ilçelere Prestij Caddeleri yapması bu çalışma alanının genişliğini ifade eden örneklerdir. ERZURUM’DA YEREL YÖNETİMLER VE TEMENNİLER Şehirlerin kalkınmasında ve gelişmesinde yerel yönetimlerin önemli bir rol üstlendikleri tartışılmaz bir konudur. Özellikle son yıllarda çıkarılan yasalarla yerel yönetimlerin yetkileri, görev ve sorumlulukları artırılmış bu kapsamda Büyükşehir Belediyelerinin çalışma alanları genişletilmiştir. Bilindiği üzere Erzurum, 25 000 Km2 yüzölçümü, 20 ilçesi ve 1009 köyü ile Konya, Sivas ve Ankara’dan sonra ülkemizin en büyük şehirlerinden biridir. Bu tablo içerisinde bir değerlendirme yapıldığında Erzurum geniş arazisi, çetin coğrafyası ve ağır geçen kış mevsimiyle yerel yönetim açısından hizmetlerin zor şartlar altında yapıldığı bir ildir. Ülkenin Güneyinde ve Batısında hizmet veren yerel yönetimlerin plajlara kum taşıdıkları aylarda, ilimizde bulunan belediyelerin tüm güçlerini seferber edip, yollara kum atmaları ve yağan karı kamyonlarla şehir dışına taşımaları, devletten pay alan yerel yönetimler arasında bir eşitliğin olmadığını göstermektedir. Büyükşehir kapsamında olan ve yeni yasalarla tüm ile hizmet sunmaya çalışan Erzurum Büyükşehir Belediyesi ile ilçe belediyelerinin yükü bir hayli ağırdır. Bu münasebetle, şehrin tamamının gelişmesi ve kalkınması için ilçe belediyelerinin de hedeflerini iyi tespit edip, bulundukları coğrafyanın potansiyellerini değerlendirmeleri gerekmektedir. Merkezden çevreye uzanan, vizyonu yüksek bir yönetim anlayışı ile kamu kuruluşlarının işbirliği ve koordinasyonu sayesinde arzu edilen hedeflere ulaşmak mümkündür. İlk Belediye Başkanımız Resul Paşa’dan günümüze kadar uzanan süreçte her Belediye Başkanı günün şartlarına uygun olarak hizmetlerini sürdürmüş olsalar da şehrimizin yerel yönetim hizmetleri açısından bir takım sıkıntılarının olduğu söylenebilir. Hatırlanacağı üzere ,1980’den sonra sosyo ekonomik açıdan her gün kan kaybeden Erzurum’un üzerini karamsarlık bulutları kaplarken, şehrin enkaz halindeki görüntüleri karamsarlığı daha da artırmaktaydı. Erzurumspor’un küme düşmesi, şehrin aydınlatılmasının dahi yapılamaması şehirdeki özgüven duygusunun azalmasına yol açmaktaydı. 2011 Üniversiteler Kış Oyunlarının şehre bir nefes aldırmasından sonra istenilen hedeflere ulaşılmaması yine şehrin yerinde saymasına yol açmıştı. Doğunun Paris’i unvanını çoktan kaybeden Erzurum’un, iller arası yarışta geri kalmasında, diğer faktörlerin yanında eksik ve pasif belediyecilik anlayışının da etkin olduğu söylenebilir. Geçmişin yığılmış sorunları karşısında belediye hizmetlerinin şehre yansıması zor fark edilir olsa da son yıllarda gözle görünür biçimde yapılan çalışmalar şehre dokunulduğunu göstermektedir. Bilindiği üzere belediyeler; su, kanalizasyon, imar, ulaşım, temizlik, çevre, kültür, spor, cenaze, itfaiye, çöp, park ve yeşil alan oluşturma gibi asıl sorumluluk alanlarının yanında, modern belediyecilik kapsamında sağlıktan, tarım ve eğitime çok kapsamlı konularla uğraşmaktadırlar. Erzurum Büyük Şehir Belediye Başkanlığının 1600 okul ile şehir merkezi ve köylerdeki cami, mescit bakım ve onarımını yapması, muhtarlık binaları, cenaze ve köy odalarıyla, tuvaletlerinin yapılması kırsalda 350 gölet oluşturması, köylerin neredeyse tamamına yakınına asfalt götürmesi, ilçelere Prestij Caddeleri yapması bu çalışma alanının genişliğini ifade eden örneklerdir. Şehir potansiyellerinin ortaya çıkarılması ve değerlendirilmesiyle, marka şehirlerin oluşmasında belediyelerin üzerlerine büyük görevler düşmektedir. Ülke genelinde tarih ve çevre bilincinin artması, turizmin önem kazanması gibi faktörlerden dolayı yerel yönetimlerinde bu doğrultuda hizmetlerini şekillendirmeleri kaçınılmazdı. Antalya, Eskişehir, Gaziantep, Konya ,Ankara ,Kayseri gibi illerin bu süreci iyi değerlendirip, hedeflerini yükselttikleri görülmektedir. Kadim şehirler, genellikle tarihî dokunun korunduğu eski bir semt ile sonradan oluşturulan diğer yerleşim alanlarından oluşmaktadır. Şehrin çekirdeği olan eski yerleşim yerleri turizm açısından büyük avantajlar sağladığı gibi şehrin hafızasını da ifade etmektedir. Şehrin kimliğini ifade eden ve onun ruhunu yansıtan tarihî eserlerin yakınında, tarihî dokuyla uyum sağlamayan hiçbir yapılanmaya asla müsaade edilmemeli, hikâyesi ve hatırası olan mekânların geleceğe taşınması için her türlü siyasi ön yargılardan uzak bir tutum içinde çalışmalar yapılmalıdır. Zamanının mimarisini taşıyan eserlerin fiziki yapılarına müdahale etmemek ve orijinal halini korumak, yerel yönetimlerin dikkat etmeleri gereken konulardandır. 1930 yılların heyecanını taşıyan Tekel Binası ve Eski Ordu Evinin cephelerinin granitle kaplanması gibi yanlış uygulamalara fırsat verilmemelidir. Belli bir yaş grubunda olanlar Havuzbaşı’nda bulunan Halk Eğitim binası ile Cumhuriyet Caddesi’ndeki spor salonunu hatırlayacaklardır. Bu binalar, mimarî yönden fazla bir özellik taşımamalarına rağmen, şehrin hafızasında hatırası olan mekanlardı. Halk Eğitim binası, verdiği hizmetleri yansıtan bir müze haline getirilebilir ve Spor Salonu “Spor Müzesi” olarak değerlendirilebilirdi. Bilindiği üzere, Yakutiye Belediyesi’nin sınırları içerisinde şehrin tarihî dokusu bulunmaktadır. Bu sebepten, Yakutiye Belediyesi’nin mutat görevleri dışında en fazla enerji tüketeceği alan, tarihî yapıların korunması ve yaşatılması olmalıdır. Büyükşehir Belediyesi’nin desteği doğrultusunda yapılacak bu hizmetler şu an Kültür Yolu Projesi ile devam etmekte ve tarih ortaya çıkarılmaktadır. Atatürk’ün bir hafta kaldığı ve sivil hayata döndüğü Cumhuriyet Caddesinde ki evin “Milli Mücadele Müzesi “haline getirilmesi Kültür Yolu Projesini çok daha anlamlı kılacaktır. Şehrin en büyük sıkıntılarından biri çarpık yapılaşmalar ve gecekondulardır. Şehrin merkezinde bulunan Kırmacı, Yoncalık, Veyis Efendi, Gavurboğan, Hasani Basri, Mirza Mehmet ,Ayazpaşa, Tosya, Kumludere, A.Habibefendi, Mehdi Efendi, Kadana, Mumcu ,Gölbaşı, Kavak mahallesindeki eski ve metruk yapılar şehri, virane bir halde göstermekteydi. Yakın zamanda yapılan kentsel dönüşüm projeleriyle bu derme çatma yapılaşmaların temizlenmesi, insan onuruna yakışır konutların yapılarak insanlara modern binalarda oturma şansı tanınması alkışlanacak bir hizmettir. Ancak, bu hizmet yapılırken arkasında hikâyesi bulunan mahalle ve sokaklardaki geçmişin izleri korunmalı yani geçmiş ile olan bağ tamamen silinmemelidir. Palandöken Belediyesi diğer rutin hizmetlerinin yanında “Kış Turizmi” konusu üzerinde yoğunlaşmalı, şehrin sembolü olan Palandöken Dağı’nın eteklerindeki doğal yapıyı ve ortamı koruyarak kongre ve kış turizmi konusunda hizmetlerini yoğunlaştırmalıdır. Yüksek irtifa sporları içinde Palandöken Belediyesine büyük görevler düşmektedir. Yine, Palandöken Belediyesi’nin sınırları içerisindeki Kiremitlik Tabyası’nın turizme kazandırılması belediyenin projeleri arasında olmalıdır. Geçmiş dönemde Palandöken Belediyesinin kültür hizmetleri içerisinde en göze çarpan faaliyetlerden birisi kuşkusuz” Beyaz Şehir Palandöken” dergisiydi. Şehrin kültürüne önemli katkısı olan bu derginin tekrar yayımlanması şehir kültürüne büyük kazanç sağlayacaktır. Palandöken Belediyesinin bu konuda ki imkânlarının kısıtlı olması halinde Büyükşehir Belediyesi’nin bu hizmeti sürdürmesi şüphesiz kalıcı bir kültür hizmeti olacaktır. Palandöken ve Aziziye ilçeleri en fazla emekli vatandaşlarımızın yaşadığı ilçelerdir. Bu sorumluluk çerçevesi içerisinde “Kıdemliler Evi” ismi altında bir kampüsün büyük bir ihtiyacı karşılayacağı kesindir. Şehir hayatının temposundan yorulan, sosyal hayattan yaşları itibarı ile uzaklaşan emekli vatandaşlar için ücretsiz hobi bahçelerinin oluşturulması ve transferlerinin ücretsiz yapılması çağdaş belediyeciliğin bir gereğidir. Şehir Hastanesi’nin, Palandöken Belediyesi’nin sınırları içerisinde olması da yine belediyeye bir takım sorumluluklar yüklemektedir. Ankara Yenimahalle Belediyesi örneğinde olduğu gibi ihtiyaç sahibi hasta yakınlarının kalabileceği bir misafirhanenin oluşturulması yerinde bir hizmet olacaktır. Şehirleri marka yapan özelliklerin başında kent estetiği gelmektedir. Yeşil alanların çokluğu, park ve bahçelerin peyzajı, temizlik, mimari, trafik, ışıklandırma, tarihi mekânlar bir şehrin görselleri açısından son derece önemlidir. Gelişme ve kalkınma yönünde adımlar atan şehirlere bakıldığında şehrin merkezindeki hareketliliğin diğer ilçelere de yansıdığı görülmektedir. Bu konuda ki en güzel örneklerin başında Beypazarı’nın geldiğini söyleyebiliriz. Ankara’ya 100 km mesafede bulunan Beypazarı, tarım ve turizm açısından kendisini aşmış bir ilçe hüviyetindedir. Her hane halkının ekonomiye katkı sunduğu Beypazarı, her türlü potansiyelini değerlendirmede gıpta edilecek bir konuma gelmiştir. Yerel yönetimdeki başarı örneklerinden biri olan Beypazarı, istihdam ve üretim yönünden doygunluk noktasındadır. Tarihî dokunun canlandırılıp turizme sunulması ve yöresel ürünlerin marka haline getirilmesiyle Beypazarı harika bir başarıyı yakalamıştır.50 000 nüfuslu bu ilçeye olan turist akımı, turizmin için kullanılan “Bacasız Fabrika” sözünü doğrulamaktadır. Beypazarı, marka yaptığı ürünleri ilçe sınırları dışına çıkmış, çarşı pazarların aranan ürünleri haline gelmiştir. İlçede bayanların ticarete hâkim olmaları ve işlerini büyük bir zevk haline getirmeleri görülmeye değer bir tablodur. Erzurum ilçelerinde böyle bir gelişmenin yakalanamaması, sorgulanması gereken bir konudur. Aziziye Belediyesi, tarihi ve kültürel açıdan şehrin kadim kültürünü taşıyan önemli unsurları taşımaktadır. Aziziye Belediyesi’nin çıkarmış olduğu Şehr-i Kadim Aziziye Dergisi ile bu zenginlikleri kamuoyuna duyurması her türlü takdirin üzerindedir. Aziziye, Pasinler, Çat ve Köprüköy Belediyeleri termal suların avantajlarını daha profesyonelce kullanıp, tarımdan, turizme bu potansiyeli değerlendirmek ve fizik tedavi gibi merkezlerin açılması yönünde projeler geliştirebilirler. Afyon -Sandıklı, Ankara -Haymana ve Kızılcahamam, Yalova- Termal, Balıkesir-Gönen gibi bu konuda çıtalarını yükselten ilçeleri örnek alabilirler. Hınıs, coğrafi işareti alınmış fasulyesi, kanyonu ve tarihi eserleriyle kendisini ön plana çekebilir. Güney ilçelerinden Horasan, Karaçoban, Karayazı, Tekman, Hınıs ve Çat tarım ve hayvancılık konusundaki geleneksel avantajlarını modern bir hale getirebilir bu ilçelerin yerel yönetimleri bu konuda bir bilinç oluşturabilir. Narman, Olur, Oltu Tortum İspir, Uzundere, coğrafi ve kültürel zenginlikler üzerinde projelerini yoğunlaştırıp. organik tarım bilincini yerleştirecek adımlar atıp, kültürel mirasın tanıtımına odaklanıp hemşericilik olgusu üzerinden yöreye olan aidiyet duygusunu artırabilir. “Sakin Şehir” unvanını alan doğa, çevre gibi projelerle ismini duyuran Uzundere’nin son yıllarda hızla betonlaşması doğal yapının bozulmasına yol açmaktadır. Tortum Şelâlesi ne yazık ki tüm görkemine rağmen istenilen turist potansiyelini yakalayamamaktadır. Oltu, ülkenin işgali sırasında bağımsızlık yolunda ilk sesi haykıran ilçelerin başında gelmektedir. Bu münasebetle, Dadaşın gurur tablosu olan “Oltu Şura Hükümeti” konusunun ön plana çekilmesi ve ülke geneline duyurulması Oltu’ya büyük avantaj sağlayacaktır. Gümüşhane’nin Torul ilçesindeki Türkiye’nin en yüksek cam seyir balkonunun bu yıl içeresinde 105 000 ziyaretçiyi ağırladığı göz önüne alındığında, Uzundere’de bulunan Tortum Gölü üzerindeki cam seyir balkonunun da böyle bir yoğunluğu yakalayabilmesi muhtemeldir. Narman Peribacaları, Hınıs Kanyonu gibi coğrafî zenginliklerin hâlâ UNESCO listesinde yer almamaları büyük bir eksikliktir. Türk Halk Ozanlığı geleneğinin hayat bulduğu Narman,Aşık Sümmani’nin şemsiyesi altında bu geleneğin yaşatıldığı ilçemizdir. Her yıl yapılan “Aşık Sümmani’yi Anma Şenliğine” Türk Dünyası aşıklarının katılması Narman’ın uluslar arası tanıtımına büyük katkı sağlayabilir. Aşkale ve Oltu madenleri konusundaki avantajlarını tespit edip bu konularda farkındalık oluşturabilirler. Erzurum, kentsel dönüşümle yeni planlamalar yaparken hâlâ çatı sistemlerine bir standart getirmemiştir. Çatılardan sarkan buzların insan hayatını hâlâ tehdit ediyor olması çözülmesi gereken bir sorun olarak karşımızdadır. Hava kirliliğimiz, imar, yeşil alan ve oto park sorunumuz aşamadığımız engeller olarak göze batmaktadır. Porsuk Çayı kenarında deniz ihtiyacını gören Eskişehir gibi şehrimizin kuzeyinden geçen Karasu’nun arındırılıp bir kanal şekline getirilmesi düşünülebilir. Bu sayede yaz aylarında kanalın üzerinde gondolların gezmesi ve vatandaşa yapay plaj hizmet vermesi sağlanabilir. Bu kanalın kışın buz pateni pisti şeklinde kullanılması da şehre farklı bir görünüm kazandırabilir. Ayrıca, ülkemizin en fazla kelebek çeşidine sahip olan Erzurum’da “Kelebek Vadisi “kurularak yeni bir turizm potansiyeli oluşturulabilir. Erzurum uzun kış mevsiminin yaşandığı bir ildir dolayısıyla yaz mevsiminde insanların doğayla buluşabileceği mesire alanlarına ihtiyaç vardır. Mesire alanlarının yaygınlaştırılması insanların ihtiyaçlarını giderdiği gibi çevreye olan katkısı da tartışılmazdır. Son dönemlerde mesire alanlarının oluşturulmasında ve mevcutların yenilenmesinde başarılı çalışmaların olduğu görülmektedir. Bu projelere yenilerinin eklenmesi şehrin yeşil alan kapasitesini artırdığı gibi vatandaşa güzel bir hizmet olarak sunulacaktır. Şehrin hafızasında bulunan ( Serçeme Deresi ,Boğaz,Tekederesi,Akdağ Köyü,Umudum Köyü,Dumlu Baba) gibi mesire alanlarının da her türlü ihtiyaca cevap verebilecek şekilde düzenlenmesi yerel yönetim anlayışı içerisinde değerlendirilmelidir. Akdağ Köyü’nde zamanında yapılan termal kaplıcaların tekrar işlev kazanması ayrıca bu yörede ve Köşk Köyü civarında çıkan maden sularının değerlendirilmesi çevreye müspet yönde katma değer sağlayabilir. Yerel yönetimler, özel teşebbüssün önünü açmada öncü rolü oynamalı, arsa oluşturmada imkânları zorlayarak yatırımcının önünü açmalıdırlar. İnsan hayatının değişmez gerçeklerinden biri olan ölüm hadisesinde Erzurum Büyükşehir Belediyesi’nin verdiği hizmetlerin zirvede olduğunu gururla ifade edebiliriz. Bu alandaki başarıya bakarak diğer alanlarda da her türlü hizmetin yapılabileceğini söylemek mümkün olmaktadır. Yine son yıllarda yapılan prestij caddeleri yerel yönetimin vizyonu hakkında olumlu ipuçları vermektedir. Kongre Caddesi,Nazik Çarşı,Millet Bahçesi, Mahallebaşı Semt Garajı, Eski Bat Pazarı, Peynirciler Çarşısı ve Pelit Meydanı’ndaki estetik düzenlemeler şehrin görüntüsünü değiştirmiştir. Avrupa standartlarının üstünde bir yapıya sahip olan “Doğu Anadolu Canlı Hayvan Pazarı’nın” hizmete açılması, modern Et ve Et Ürünleri Entegre Tesislerinin şehre kazandırılması şehir adına atılan önemli adımlardır. İbrahim Erkal ve Necip Fazıl Kısakürek Kültür Merkezi ile Hulusi Seven Sanat Merkezi ,şehrin kültür ve sanat dünyasına önemli katkılar sunmakta ve ciddi bir eksikliği yerine getirmektedir. Mahrukatçıların ve hurdacıların şehrin merkezinden tasfiyeleri şehrin estetiği açısından olumlu çalışmalardır. Büyükşehir Belediyesinin sosyal tesisleri ( Cafe 25,Müceldili Konağı,Cam Küre,Olimpiyat Parkı) yerli ve yabancı misafirlere güzel imkânlar sunmaktadır. Sorunların yoğun olduğu Gölbaşına vurulan neşter ile köhne görüntülerin ortadan kalkması Erzurum için sevindirici bir gelişmedir. Eski Hayvan Pazarının bulunduğu mezbelelik yerlerin modern konutlarla donatılması ve ihtiyaç sahibi ailelerin kolay yoldan ev sahibi olmalarının önünün açılması modern belediyeciliğin somut göstergesi olmuştur. Şehre Havalimanından ve Aziziye’den girişteki görünüm gerçekten çoğu illeri kıskandıracak güzelliğe kavuşturulmuş bu görüntüler şehrin imajı üzerinde önemli etki sağlamıştır. Şehrin önemli ihtiyaçlarından biri olan Fuar Merkezinin kısa sürede yapılması önemli bir boşluğu doldurmuştur. Kültür, sanat, spor gibi alanlarda Erzurum Büyükşehir Belediyesi’nin güzel bir hedef çizdiği bu alanlarda fark edilir çalışmalar yaptığı görülmekle birlikte bu konularda çıtayı daha yükseklere taşıması arzu edilen bir beklentidir. Bu kapsam da Erzurum Büyükşehir Belediye Başkanlığının kent merkezinde ve bazı ilçelerde açmış olduğu Sanatsal ve Mesleki Eğitim Kurumları’nın da (ESMEK) belediyecilik anlayışının güzel örnekleri olduğunu ifade edebiliriz. İhtiyaç sahiplerine hizmet veren “Hayır Çarşısı” Sosyal belediyeciliğin en anlamlı ifadesi olarak yaraları sarmakta başarılı olmaktadır. Deri ve bakır atölyelerinin kurulması yine hediyelik eşya konusunda bir eksikliği telafi etmiştir. Büyükşehir Belediye Erzurum Spor ’un, Büyükşehir Belediyesinin önemli desteği ile tekrar süper lige çıkması şehre önemli bir moral katmıştır. Şehrin tanıtımında önemli bir rol oynayan Büyükşehir Belediye Erzurum Spor’un süper ligde kalması ve başarısını sürdürebilmesi yine Büyükşehir Belediyesinin destekleriyle olacaktır. Erzurum ilçelerinin kültürel konularda doyurucu hizmetler sunduğu söylenemez. Tortum, İspir, Narman, Olur, Oltu, Şenkaya, Aşkale, Pasinler gibi ilçelerde kültürel etkinlik olarak yılda bir defa yapılan festivallerin dışında ciddi bir kültürel hizmetin olmadığını söylemek mümkündür. Cumhurbaşkanlığının genelgesine rağmen Milli Mücadele’nin ve Erzurum Kongresi’nin 100.yılı münasebetiyle ilçelerde hiçbir etkinliğin olmaması izah edilir bir durum değildir. Kardeş şehir uygulamaları şehirlerarası dostluk ilişkilerini geliştirdiği gibi ticari ve kültürel açıdan da şehirlere faydalar sağlamaktadır. Konuyla ilgili olarak Erzurum’un işgal yıllarında dadaşların yardımına koşan ve Erzurum’da şehit olan Genceli Seyidov ve arkadaşlarının azizi hatırası için Erzurum ve Gence’nin kardeş şehir yapılması çok anlamlı olacaktır. Şehre değer katan faktörleri içerisinde raylı sistemlerin önemi tartışılmazdır. Erzurum gündeminde olan bu konunun bir an evvel hayata geçirilmesiyle şehir, modern bir görünüm yanında ulaşım konusunda büyük bir kazanım sağlayabilir. Yapılan istatistiki çalışmalar Dünyada yaşlı nüfusun her geçen gün arttığını göstermekte dolayısıyla yaşlılarla ilgili sorumluluk projelerinin yerel yönetimler tarafından şimdiden düşünülmesi gerektiği ortaya çıkmaktadır. Yaşlı vatandaşlarımızın yaşlılık sürecini rahat geçirmeleri için yerel yönetimlerin her türlü hizmeti sunmaları ve bu konuda modern dünyanın uygulanmalarını takip etmeleri yerel yönetimlerden beklentiler arasındadır. Bilindiği üzere ülkemizde ortalama ömür süresi eskiye oranla bir hayli yükselmiş bilimsel veriler Türkiye’de ortalama yaşam süresinin 78 civarında olduğunu göstermektedir. Yaşam süresinin artması beraberinde yaşlı bakım evi ve huzur evi gibi tesisleri elzem kılmaktadır. Ülkemizde yaşlı bakım evi ve huzur evi olmayan birkaç ilden birisi de Erzurum’dur. Daha önce Kızılay tarafından modern bir şekilde yaptırılan huzurevinin tekrar eski fonksiyonuna kavuşturulması bunun yanında modern şartlarda hizmet verecek olan yaşlı bakım evinin hizmete açılması gerekmektedir. Büyükşehir Belediye Başkanlığı tarafından engelli vatandaşlarımızın hayatlarını kolaylaştırmak için verilen hizmetlerin daha da yaygınlaştırılması, ilçe belediyelerinin de bu konuda hassas davranmaları öncelikler arasında olmalıdır. Kapalı semt pazarlarının olmayışı şehirde büyük bir eksikliktir. Kar ve yağmurdan korunaklı semt pazarlarının yapılması şehrin beklentileri arasındadır. Alternatif yol çalışmaları içerisinde yakın zamanda açılan “Barış Pınarı Viyadüğü” şehrin trafiğine soluk aldırmış ve güzel bir görünüm kazandırmıştır. Taş ambarların, Büyükşehir Belediye Başkanlığı tarafından Milli Savunma Bakanlığından alınıp Mısır Çarşısına benzer bir çarşıya dönüştürülmesi projesi Erzurum yöresi organik ürünlerin pazarlanması açısından isabetli bir girişim olmuştur. Çevreye saygılı bir belediyecilik anlayışı dünyada rağbet gören bir durumdur. Bu düşünce doğrultusunda Erzurum Büyük Şehir Belediyesi’nin “Atık Su Arıtma Tesissileri” ile evsel atıklardan(çöp) enerji elde etmesi ve güneş enerjisi santralleri projesiyle temiz enerji temin etme düşüncesi modern belediyeciliğin güzel örnekleridir. Şehirde modern bir miting alanının olmaması büyük bir eksiklikti. Bu ihtiyacın 230 000 kişilik yeni bir proje ile hayata geçirilecek olması güzel bir gelişmedir. Gelecek bilimcileri 2050 yılında dünya nüfusunun en az %70’lik bir bölümünün kentlerde yaşayacağını ifade etmektedirler. Yine uzmanlar, yakında insan odaklı akıllı şehirlerin kurulacağını işaret ederek, yerel yönetimlere hedefler göstermektedir. Belediyecilik bir sanat işidir. Bu yüzdendir ki yerel yönetimler, sınırları içerisinde yaşayan insanların yaşam standartlarını yükseltmek ve onların konforu için projeler üretmek zorundadırlar. Modern belediyecilik hizmetleriyle birlikte marka bir şehir haline gelmek uzak bir hayal değildir. Tarihi İpek Yolu’nun gözde şehri Erzurum’un marka şehir olması yönünde en büyük sorumluluk yerel yönetimlere düşmektedir. Bu hayale ulaşmak için yerel yöneticilerin siyasi yatırım düşüncesinden önce şehrin sorunlarını çözme ve insana hizmet etme düşüncesini hedef almaları gerekmektedir. Bu münasebetle, dünden bu güne Erzurum için çalışan, katma değer üreten tabir yerindeyse taş üstüne taş koyan belediye başkanlarımızdan ahirete intikal edenlere Allahtan rahmet diler, hayatta olanlarla, hizmetlerini sürdürenlere şehir adına yaptıkları hizmetlerden dolayı şükranlarımızı sunarız. Bu gün, dünden daha güzel bir Erzurum’da yaşamak istiyorsak, çocuklarımız ve torunlarımız içinde gelecekte de daha güzel bir Erzurum için seferber olmalıyız.
Özlemimiz, havası, suyu temiz, yeşil alan çokluğu ile gıpta edilen, trafik sorunu olmayan, imarı düzgün, tarihi eserlerini dünyaya tanıtmış, turizmde hedeflerini yakalamış, potansiyellerini değerlendirmiş, işsizlik sorununun yaşanmadığı, kültürel değerlerin muhafaza edilip yaşatıldığı bir Erzurum’dur.
27.08.2020
ERDAL GÜZEL
|