Siyaset Panayırı
Yaklaşan yerel seçimlerden dolayı siyaset panayırı kurulmak üzere, her türlü hünerin sergileneceği stantlar yavaş yavaş oluşurken, yer kapma yarışında hummalı bir çalışma ise çoktan başlamış bulunmakta.
Teklif gelme beklentisinde olanlar, siyaset krallıklarının başkentleri, parti genel merkezlerine koşanlar, referans edinmek için tarikatların, cemaatlerin, baronların, iş dünyasının, ehli siyasetçilerin kapılarını aşındıranlar, hoş hayallere dalanlar, siyaset yolunda yoğun bir trafiğin yaşanmasına sebep olmaktalar.
Mevcut yerel yöneticiler konumlarını muhafaza etmek veya bir üst basamağa tırmanmak için enerjilerini tüketirken, bir başkaları da bu sihirli koltuklara oturmak için her türlü gayreti ve çabayı sergileyecekler.
Bilginin, liyakatin, ehliyetin, yeteneğin kriterlerden sayılmadığı bu yarışta, seçimi halk değil, elbette ki siyasi parti genel başkanları belirleyecektir.
İleride daha iyi bir yer kapmak düşüncesi ile mensubiyetlerini kamuoyunda duyurmak isteyenler, siyasi parti gücünden faydalanmak düşüncesi ile listelerde arzu endam edenler, oyunun bu perdesinde figüranlık görevi ile yetinecekler.
Önümüzdeki birkaç aylık dönemde siyaset panayırının renkli gösterilerini zevkle izleyeceğiz.
Halkın beğenisine çıkanların kendilerini ifade etmek için kullandıkları "Siz hemşehrilerime hizmet etmek için hizmetkarlığa soyundum'' veya "Halka hizmet, Hakk'a hizmettir'' gibi söylemleri çokça işiteceğiz.
Adaylar; içinde bulundukları sosyal yapının durumuna göre kendilerini tanımlayıp, ne kadar dindar, milliyetçi, mukaddesatçı, sosyal demokrat, laik olduklarını ballandıra ballandıra anlatacaklar.
Vatan sevgisi, millet aşkı öyle dillendirilecek ki neredeyse Leyla ile Mecnun hikayesindeki platonik aşkın, siyasete yansıdığına inanacağımız gelecek.
Süreç; havada uçuşan uçuk projeler, olması ve yapılması ihtimal dışı vaatler ve alışık olduğumuz enstantanelerle devam edip gidecek.
Vatan ve millet aşkı için yanıp tutuşan bu kadar çok kitle olmasına rağmen, ülkenin perişanlığı kimsenin aklına gelmeyecek.
Bu esnada ümit ve hayal dünyasında yaşayan sessiz kalabalıklar, bir mucizenin olması için dualarını etmeye devam edecekler.
Seçim yarışında ihmal edilmemesi gereken çok önemli detaylar, eyyamcılar tarafından adaylara özellikle hatırlatılır.
Cenazeler, taziye evleri, bayram görmeleri asla ihmal edilmemelidir.
Görüldüğü gibi iş çok da kolay değildir.
"Bir oy, bir oydur" felsefesi, her şeyin başında gelmelidir.
Beden dili, paranın gücü kullanılırken, nabza göre şerbetler iyi verilmelidir.
Bu arada eskiler, görevlerini çok mükemmel şekilde yaptıklarını ve hizmetlerini süsleyerek anlatacaklardır.
"Bana verilen görevi hakkıyla yerine getiremedim" deyip, siyaset sahnesinden çekilenler olmadığından, yapılanların ve söylenenlerin doğruluğuna kerhen inanılacaktır.
Yalakalık kültürünün verdiği aşırı dozdan dolayı, kantarın topuzunun kaçtığı durumlar, siyasetin cilveleri diye geçiştirilecek, özellikle biat kültürünün tüm argümanları sahneye konulacaktır.
Seçmenin; beş yılda bir itibar gördüğü bu rüya alemi sona erdikten sonra, halk yığınları bir başka seçimde iltifat görmeyi sabırla bekleyeceklerdir.
Bu yaklaşan seçimin önemli bazı avantajlar sağlayacağını da söyleyebiliriz.
Şöyle ki; ekonomik krizden dolayı iş dünyasında yaprak kıpırdamaz durumda, bu münasebetle seçimin vereceği bir takım hareketlilikler çarşı pazarı müspet yönde etkileyecektir.
En azından matbaacılar, konfeksiyoncular, fotoğrafçılar, kahvehaneler, reklam ajansları, medya sektörü, lokantacılar, oteller bu süreçte işlerini artırabilirler, aday adaylarından toplanacak yardımlarla da Erzurumspor 1. Lige bile çıkabilir.
Mart kapıdan baktırmadan dağıtılacak kömür çuvalları ve gıda paketleri de ekonomik krizin her gün vurduğu gariban seçmenlerin yüzünü güldürebilir.
Bir varmış, bir yokmuş la başlayan hikayeler gibi siyaset yarışı devam edip gidecek.
Neticede ipi göğüsleyenler muratlarına erişecekler, bizler de kerevetine çıkalım tesellisiyle, her zaman olduğu üzere beklentilerimizle baş başa kalacağız.
Yine mi bu siyasetin elinden
Yine mi şu bitmez yalan yine mi?
Yine mi şu politika selinden
Yine mi sam alır bostan yine mi?
Yine mi kişniyor yavrusuz atlar
Yine mi kürsüde aynı sanatlar
Yine mi boş umut, boş beyanatlar
Yine mi o dolu meydan yine mi?
Yine mi mebusun ucuz sözleri
Yine mi yoksulun solgun yüzleri
Yine mi yollarda umut gözleri
Yine mi o dönmez kervan yine mi?
Yine mi tutuştu eski ataşlar
Yine mi başladı eski telaşlar
Yine mi sürecek sıcak savaşlar
Yine mi akacak alkan yine mi?
Yine mi her gün zam, yine mi paha
Yine mi işleri gelmez izaha
Yine mi sağ ve sol aynı iddia
Yine mi milleti isyan yine mi?
Yine mi din alet partizanlara
Yine mi boykot var okuyanlara
Yine mi meydan yok pehlivanlara
Yine mi tilkiler aslan yine mi?
Yine mi Reyhanî bitmeyen dertler
Yine mi emreder merde namertler
Yine mi devleti aşıyor fertler
Yine mi sahipsiz vatan yine mi? |