Gazze’de Ateş Yüreğimize Düştü
Tarih 11 Aralık 1917 yi gösterirken, İngiliz General Allenby, Mehmetçiğin kanının son damlasına kadar imanla savunduğu, üç semavi dinin mukaddes saydığı Kudüs'ü almış, Mescid- i Aksa'ya girmişti.
O General ki Şam'ı işgal ettiği zaman, Selahaddin-i Eyyûbi'nin mezarına girip, terbiyesizce tekmeler savurup, "Kalk Selahaddin, yine biz geldik" demişti.
O gün; Kudüs'ün işgali karşısında İslam alemi gözyaşı dökerken, Hıristiyan dünyası da kiliselerindeki çanlarını çalarak, sevinç gözyaşlarına boğulmuştu.
Dost ve düşmanın belli olmadığı bu puslu günlerde, öyle tuhaf sahneler yaşanmaktaydı ki dost ve müttefikimiz olan Almanlarla Avusturyalılar bile Kudüs'ün düşmesini zafer çığlıklarıyla kutlamışlardı.
İngiliz General Allenby, Mescid-i Aksa'nın kapısından küstahça girerken, yanında Siyonistler ile Kerbela'da Hz. Hüseyin'i katleden kalleş düşüncenin, Müslüman kimlikli hain temsilcileri de bulunuyordu.
Her karış toprağında Müslüman Türk kanının bulunduğu bu kutsal beldeye namahrem elinin değmesiyle birlikte, yüzyıllarca süren barış ve huzur ortamı, yerini kan ve gözyaşına bırakmış oldu.
Mehmetçiğin çekirge yiyerek, aç ve susuz, Bedrin aslanları gibi müdafaa ettiği kutsal topraklarda, tasarlanan İsrail devletinin oluşturulması, ecdadın asırlardan beri koruduğu düzeni bozmuş, Ortadoğu'yu barut fıçısı haline dönüştürmüştü.
Emperyalist Hıristiyan güçlerin ve onların yerli işbirlikçilerinin destekleriyle, bu topraklarda masum Müslümanların yaşadığı zulüm artarak devam etmektedir.
Müslüman Filistin halkının uğradığı şiddet ve ihanet, dünyanın gözü önünde sergilenmekte, suçun faili Siyonist İsrail ise saldırı dozlarını artırarak devam ettirmektedir.
Son olarak Gazze'yi cehenneme çeviren, masum Müslümanları hedef alan acımasız saldırı, hepimizi yürekten yaralamıştır.
Müminleri ve insanlık adına vicdan taşıyanları derinden üzen bu alçakça saldırı, Petro dolarlar içerisinde yüzen firavun uzantılarını ve emperyalist güçlerin beslemelerini, elbette ki rahatsız etmemektedir.
İmralı'da ki katile af isteyenler, ülkede insan hakları ihlali var diye yeri göğü inletenler, Ermenilerden özür dileyenler, barış adına yaygara koparanlar, uzun yıllardan beri Filistin topraklarında yaşanan trajediyi görmezlikten gelmektedirler.
Bir asırdan beri Ortadoğu'yu kan ve gözyaşına boğan İsrail'in, yaptığı her insanlık dışı eylem yanına kar kalmakta, dünya egemenleri, neredeyse bu saldırıları alkışlamaktadırlar.
İşgal edilen Irak'ın kuzeyinde, ikinci bir İsrail'in kurulmak istenmesi de bu bölgenin geleceği açısından oldukça endişe vericidir.
Gazze'ye atılan yüzlerce ton füze, tüm insanlığa ve mazlum milletlere atılmıştır.
Müslüman topluluklar; küfrün tek millet ve müminlerin kardeş olduğu gerçeğini kavradıkları zaman, bu vahşet ve zillet ortadan kalkacak, insanlık vicdanı bu alçakça saldırılara elbette bir son verecektir.
Kim bilir; belki yarın, belki yarından da yakın…
Gazze'de ki Müslümanların uğradığı vahşet, ülkemizde Asım'ın nesillerini derinden etkilemiş ve Filistinli kardeşlerinin acılarını yüreklerinde hissettirmiştir.
Irak'ta, Filistin'de ve dünyanın muhtelif coğrafyalarında yaşayan Müslümanların uğradıkları haksızlıklar, inşallah İslam topluluklarının uyanışına vesile olur ve emperyalist güçlerin emellerini fark edip, Peygamber ümmetine yakışan vakarlı bir düzen oluşturmalarına ışık tutar.
Bu menfur olay karşısında, yüce Türk milletinin büyüklüğüne has bir üslupla olayı telin eden Sn. Cumhurbaşkan'ımıza ve Sn. Başbakan'ımıza Müslüman Türk halkı olarak sonsuz şükran ve tebriklerimizi sunarken, Gazze'de şehit olan Filistinli kardeşlerimize Allah'tan rahmet ve yaralananlara da acil şifalar diliyoruz.
Hakkın toprağında küfrün tozması,
Mazlumun feryadı, zulmün ezmesi,
Saadet getirir mi kavmin azması,
Nuh gelmedi amma Tufan gelecek.
Reyhanî der bu dünya küfre kalır mı?
Allah can almasa insan ölür mü?
Kanun üstüne kanun olur mu?
Bir gün hesap soracak bir vicdan gelecek. |