Veremle Savaşta Bir Kahraman, Prof.Dr. Karasu Hoca
Her yıl ocak ayının ikinci haftası ''veremle savaş haftası'' olarak kabul edilmiş olup, bu hafta içerisinde ülkemizde çeşitli etkinlikler düzenlenir, bilgilendirme ve eğitim çalışmalarıyla verem hastalığının önemi kamu oyuna duyurulur.
1950'lili yıllara kadar asrın vebası olarak bilinen verem hastalığı ,bilindiği üzere milyonlarca insanın ölümüne neden olmuş , bu salgın hastalık zamanında bulaştığı her coğrafyayı kasıp kavurmuştu.
O devirlerde, çaresi bilinmeyen bu hastalığın, insanları ölüme götüren dram dolu halleri romanlara,hikayelere,film senaryolarına konu olmuştu.
Halk arasında'' ince hastalık'' diye tabir edilen verem, siyah beyazlı görüntülerin olduğu zamanlarda,beyaz perdeye çokça yansımış,O filmleri izleyenler, beyaz mendiline kan tüküren ve bu hastalıktan ölen veremli kızların görüntülerini, hıçkıra hıçkıra göz yaşlarıyla az mı seyretmişlerdi.
Modern tıbbın yaptığı mücadele sonunda, hastalıkla ilgili geçmiş dönemlere ait karamsar tablolar ortadan kalkmış, geliştirilen tedavi yöntemleri ve alınan tedbirlerle birlikte, veremle ilgili kaygılar minimum seviyeye gelmiştir.
Dünün korkulu rüyası verem ,bilimin gücüyle alt edilmiş,bu gün insan oğlu , asrımızın vebası diyebileceğimiz AIDS ve Kanser gibi ortaya çıkan yeni hastalıklarla mücadele içerisine girmiştir.
Veremle savaş elbette ki kolay olmamış ,kendisini insanlığa adamış,fedakar bilim adamlarının katkılarıyla bu savaş kazanılmıştır.
Ülkemizde, veremle savaşın kazanılmasında en önde gelen isimlerden biride ,hemşehrimiz olan Prof .Dr. Nusret KARASU hocadır.
Verem savaş haftası münasebetiyle, Erzurum da yapılan etkinliklerin çok sönük geçmesi, sağlık çalışanlarının bile toplantılara iltifat etmemeleri hiçte şık olmayan bir tabloydu.
Oysa; haftanın önemine ve kendi değerlerimize sahip çıkma adına ,hemşehrimiz Prof .Dr. Nusret KARASU'nun veremle savaştaki hızmetleri, Erzurumlulara anlatılabilir,hocanın ismi kendi şehrinde bazı yerlere verilebilirdi.
1902 yılında Erzurum'da doğan Sn Prof.Dr.Nusret KARASU, Türk tıbbına önemli hizmetlerde bulunmuş,Cumhuriyet'e kanat geren müstesna kişilikler içerisinde bilinen çok değerli hemşerimizdi.
1950'de Ankara verem savaş derneğini kuran, Türkiye'de ilk defa 1951 yılında göğüs hastalıkları ve tüberküloz kürsüsünü oluşturan hoca, 1961 yılında Sağlık Bakanlığı'na getirilmiş, iki dönem Türkiye Kızılay Derneği Genel Başkanlığında bulunmuş,1976-1984 yılları arasında ise kurucusu olduğu Ulusal verem savaş dernekleri genel başkanlığı görevini yürütmüştü.
Türk tıbbının yakından tanıdığı bu mümtaz insanın, doğduğu ve hekimlik yaptığı kendi şehrinde,isminin yaşatılıyor olmaması ne yazık ki son derece üzüntü verici bir durumdur.
Adana'da ve Ankara'da hocanın ismini taşıyan hastanelerin olması ise şehrimiz adına değerlerimize nasıl sahip çıktığımızı gösteren ibret verici bir tablo olarak göze çarpmaktadır.
Çok sayıda kitabı, makaleleri ve ödülleri bulunan hoca, ömrünün büyük bir kısmını geçirdiği Ankara'da bilime hizmet edip sayısız tıp öğrencisi yetiştirirken, köklerinden asla kopmamış, dadaşlık kültürünün verdiği tüm özellikleri ölünceye dek hakkı ile taşımıştır.
1939 yılında ''Erzurum Kaplıca Şehri Olabilir mi?'',''İstatistiklerle Erzurum'' isimli makaleleri ile 1968 yılında yazdığı ''Çeşitli Yönleriyle Erzurum'' adlı kitabı, hocanın dadaşlık hassasiyetini ve Erzurum'a olan bağlılığını ifade eden en güzel yansımalarıdır.
Verem ile savaşta, ilk akla gelen isimlerin başında yer alan hemşehrimiz, hocaların hocası Prof.Dr.Nusret KARASU'yu verem haftası münasebetiyle rahmet ve şükranla anıyor, insanlığa yaptığı hizmetlerden dolayı kendisini saygı ile yad ediyoruz. |