Menu


Hava Durumu



   Haftalık Yazılar

Övüncümüz Kırca Albay

   Antalya'nın Serik ilçesindeki kırsal alanda , teröristlerle girdiği çatışmada ağır yaralanmış ,belden aşağısı tutmaz hale gelmiş , tekerlekli sandalyeye mahkum olmuştu. 



      Ömrü ;  askeri eğitim alanlarında , siperlerde , dağlarda , teröristlerle çatışmalar da geçmiş biri için bu durum hiçte kolay değildi.



Ülkesinin birliği ve geleceği için çalışmış , Devletini ve Milletini hedef alan terörist saldırganlara karşı her vatan evladı gibi canını ortaya koymuştu.



    Aklında tek bir düşünce hakimdi ''Vatan Toprağı Kutsaldı , Kaderine Terk edilemezdi'' onun için bu uğurda yapılan her mücadele şanlı idi bedeli ne ise ödenmeliydi.



    Ölene dek hafızasından çıkarmadığı bu düşünce , onun tekerlekli sandalyeye olan bağımlılığını azaltan ve onu hayata bağlayan en önemli dayanağıydı.



    Cumhurbaşkanı tarafından övünç madalyası göğsüne takıldığı gün sanki yeniden doğmuş gibiydi .



     Protez kol ve bacaklarla , tekerlekli sandalyelerle , takma gözlerle yaşamlarını sürdüren diğer gazilerle birlikte almış olduğu bu madalya , ona ''Vatan Size  Minnettardır '' cümlesini hatırlatıyordu.



     Yakın zamanda şartların değiştiğini görünce tüm dünyası karardı.



     Yirmi beş yıldır süren terör savaşıyla mücadelede ,  Kahraman Ordusu ve Silah arkadaşları hedef haline gelmişti , bu hiçte alışık olmadığı bir savaş tarzıydı.



     O kadar çok operasyona katılmış , ne kadar çok şiddetli çatışmalardan geçmişti.



     Bu dehşet sahnelerini birebir yaşamış olduğu için geçmişte olanları garipsemiyordu , şimdi saldırı alçakça ve namertçe  gelmeye başlamıştı , olup bitenlere bir anlam veremiyordu.



     Yurt dışına kaçmış ahlaksız bir itirafçının iftiraları ile baş başa kalmış , bu arada yurt  içindeki  fesat yuvaları  da boş  durmuyorlardı .



      Bu nasıl bir hain saldırıydı , hiç alışık olmadığı bir metot karşısında hayatını adadığı kendi toprağında , yüreğinden vuruluyor , göz yaşlarını tutamıyordu.



      Beline isabet eden kurşunların yarası bile hiç bu kadar   canını yakmamıştı.



      Ciğeri yandı , kavruldu , askerlik onur ve gururu bu iğrençliklere asla baş eğemezdi diye düşündü.



       Terörün yirmi beş yıldır Ülkede akıttığı kan , sanki de unutuluvermiş , her gün gelen şehit cenazeleri , bombalanan karakollar , diri diri  toprağa gömülen insanlar , katledilen bebekler , yakılan yıkılan köyler , sabotajlar , suikastlar bir anda hafızalardan silinmişti.



       Bu hain savaşta , Vatan toprağını ve insanını korumak için dağlar başında gece gündüz çarpışan Kahramanlar suçlu ilan edilmeye başlamıştı , bunu içine sindiremedi.



        Terörün kararttığı o kadar olay görmüştü ki ,  öldürülen masum insanlar , Şehit edilen silah arkadaşları , hepsi gözünün önünden film şeridi gibi gelip geçti.



        Bir terörist artığının pis iftiraları nasılda seslendiriliyordu.



       Boğazlıyan Kaymakamı Kemal'i düşündü , bu nasıl bir dünya idi , akıl erdiremedi , asıl şimdi iflah olmaz bir yara almıştı.



       Ülkeye hizmet etmenin bedeli bu olmamalıydı dedi , hassaslaşmış duyguları , taşıdığı askerlik gururu iftira darbesini çekmesine müsaade etmedi.



       Onurluca yaşamış biri için onurluca ölmek  gerekir diye düşündü .



       Son sözü '' Ben Bu Ahlaksız ve Haksız İthamları Hak Etmedim'' oldu.        Askerce yapılan bir törenle , yine mensubu olduğu güzide Türk Silahlı Kuvvetleri'nin evlatları tarafından , uğruna gazi olduğu toprağına uğurlandı.



       Cenazesi madalyası gibi övünçlüydü , onu anlayan ve tanıyanların dualarıyla , Albayrağa sarılı tabutuyla birlikte ,  yaşlı gözlerle dünyaya veda etti.



       Kendi gibi tekerlekli sandalyeye mahkum edilen Mehmetlerin Törendeki anlamlı duruşları ise her şeyi anlatıyordu.



      Bir yanda , Vatan toprağından parça kopartacaklarını söyleyen küstahlar için kıllar kıpırdamazken , Vatan toprağının bir karışı için mücadele eden fedakar insanların hedef yapılması , beklide acıların en kötüsüydü.



       Yolun açık olsun Albayım , onurluca yaşadın , gururlu bir şekilde aramızdan ayrıldın , ruhun şad olsun.

 


Erzurum Kalkınma Vakfı (ER-VAK)
Adres : Cumhuriyet Caddesi Kızılay İş Merkezi Kat 3 / 2 YAKUTİYE ERZURUM Telefon : (0442) 233 38 20
Tasarım : www.e-erzurum.net