2009 Mart yerel seçimlerinden dolayı, ülke sathında ve şehrimizde, siyasetin çarkı bütün hızıyla dönmekte.

Partilerin adaylarını yavaş yavaş açıklamaları üzerine, yarış heyecanı da gün geçtikçe artmakta, kısaca siyasetin nabzı yükselmekte.

Listelerde yer alamayan aday adayları ile aday gösterilmeyen mevcut başkanların, meydana getireceği ufak tefek kırgınlıklar, siyasetin tılsımlı özelliği ile çabucak unutulacak, yeni bir süreç için beklentiler ve hayaller ötelenecektir.

Umduğunu bulamayan politikacılar ise başka partilerde şanslarını denemeye başladılar bile.

Kum saati misali, çevrilince boş yerlere akan kum taneciklerini hatırlatan bu durumu, siyaset sahnesinde oldukça sık görmekteyiz.

Düne ait ne varsa hemen unutulur, gömlekler anında değişiverir, önemli olan halka hizmet ederek, hakkın rızasını kazanmaksa, partilerin ne önemi olabilir ki?

Milli görüş gömleğini çıkarıp, AKP'den aday adaylığına soyunanların bir kısmı listelerde yer bulamayınca, tekrar gömleklerini giyinip, Saadet Partisi'nde arayışlara giriştiler.

Yani bir gün önce Avrupa Birliği fikrine sıcak bakanlarla, Amerikan yanlısı politikalara yeşil ışık yakanların, küresel sermayeden yana olanların, birkaç gün sonra Avrupa Birliği'ni haçlı ittifakı olarak gören, milli sermayeden yana, anti Amerikancı bir düşünceye dümen kırmaları, anlaşılabilir bir tutum değildir.

Her halde bu tür davranışlar siyasette "Dün dündür, bu gün bugündür" mantığı ile ancak izah edilebilir.

Bu yaklaşımlar; AKP'de siyaset yapanların siyasi alternatiflerinin, Saadet Partisi olduğunu teyit eder gibidir.

Ülke genelindeki siyasi tabloya bakınca, bir takım tespitlerde bulunabiliriz.

 Şöyle ki; İsrail'i protesto mitinglerinde, Saadet Partisi'nin ön planda yer alması ve güven veren yeni bir genel başkana kavuşması, bu seçimlerde Saadet Partisi'nin oylarını artıracağını göstermektedir.

Bu seçimde performansını yükseltecek partiler içerisinde, CHP'de akla gelen siyasi partiler arasında sayılabilir.

Sağlam bir tabana sahip olan MHP ise geçmiş dönemlere oranla daha planlı ve programlı strateji izleyerek, yarıştan kopmayacağının sinyallerini vermektedir.

Doğu ve Güneydoğu'nun bazı bölgelerinde DTP iddiasını sürdürme kararlılığındadır.

Seçimlerde iddiası olmayan diğer partileri değerlendirmeye katmasak, ekonomik krizin getirdiği olumsuzluklar, işten çıkartmalar, bütçeleri sarsan doğalgaz ve elektrik faturaları, iktidarda bulunmanın verdiği yıpratıcı negatif etkiler, Deniz Feneri ve Şaban Dişli olayları, geçen seçimde oylarının %47'sini toplayan AKP'nin, mevcut potansiyelini korumasının zor olacağını düşündürmektedir.

Şehrimizde yerel seçimlerle ilgili gözüken durum, bu tespitlerden farklı olur mu bekleyip göreceğiz.

Şu anda Sn. Ahmet Küçükler'i zorlayacak ismin, MHP adayı Prof. Dr. Kâmil Aydın olduğu net bir şekilde anlaşılmaktadır.

Çeşme başı kuyrukları, 2011 ile ilgili endişeler, şehrin üzerindeki karamsar tablo, Erzurumlu seçmenin bir başkana ikinci defa yetki vermeme geleneği, Sn. Ahmet Küçükler'in iki türlü bir sürprizle karşılaşabileceğini akla getirmektedir.