Menu


Hava Durumu



   Haftalık Yazılar

Harbin İzlenimleri (2 )

 


 BUZ MÜZESİ
16 – 17 Şubat günleri, şehrin tarihi ve turistik yerleri gezdirildi.Solar Island Park Müzesi, kar ve buz kullanılarak yapılmış, sanat eserleriyle doluydu, insanı hayal âlemine götüren bu park, hepimizi kendisine hayran bıraktı ve soğuğun, buzun nasıl paraya çevrilebileceğini görmüş olduk.Ice Lambs Müzesi ise şehir içerisinde buzdan evlerin, şatoların, kiliselerin ve heykellerin sergilendiği, rengârenk ışıklarla donatılan, ayrı bir müzeydi.
Ücret mukabili gezilen bu muhteşem yerlerde, eğer soğuğa karşı muhafazalı giyinirseniz, burayı gezip, hayranlığınızı kameralara yansıtabilirsiniz.
TİGER PARKI GÖRÜLMEYE DEĞER
Şehrin görülmeye değer önemli bir parkı da içerisinde sekiz yüz civarında, dünyanın en büyük kaplanlarının, serbestçe gezdiği Tıger Parktı.Özel araçlarla gezdirilen turistler, bu tabiat harikası dev yaratıkları yakından izleme şansına sahip oluyorlar.
Ruslardan kalma caddelerin genişlilikleri ve düzgünlükleri, yol fukarası şehrimizi bize hatırlattı.
Bu fark, aramızda bazı esprili tespitlerde bulunmamıza da sebep oldu “Hani şu komünist idare 10 – 15 yıl bizde de kalıp sonra gitseydi, belki bizde böyle imarlı bir şehre sahip olurduk” diyenlerde olmadı değil…
RUSLARIN TESİRİ
Rusların şehirdeki etkileri oldukça fazla, Ruslardan kalma görkemli bir kilise, şehrin ortasında sanat şaheseri olarak durmakta, içerisi ibadete açık değil, sadece Harbin’in tarihini anlatan resim ve fotoğraflarının olduğu, müze şeklinde hizmet vermekte.
Türk ekibiyle yapılan ilk toplantıda söz alan Prof. Dr. Kemal Tamer, Türkiye’de ilk defa Erzurum’da kış oyunları etkinliği yapılacağını, bu açıdan 2011’in çok önemli bir olay olduğunun altını çizerken, ilk başlarda Erzurum için bazı endişelerinin olduğunu, son zamanlarda bu endişelerinin ortadan kalktığını itiraf edip, 2011’in FİSU içinde bir prestij meselesi olduğunu söyleyip, ekibin rahat bir nefes almasını sağlamış oldu.
2011 İÇİN YOL HARİTASI
İlk defa bir tecrübe yaşanacağı için, 2011 ile ilgili planlı ve programlı bir yol haritasını takip etmemiz gerektiği, ortada konuşulanlardan rahatça anlaşılabiliyordu.Türkiye’nin, kış sporlarını 2011’le birlikte öğrendiğini, kış sporları için yeterli sahanın olmamasından dolayı bu spor dallarını tanımadığımızı, 2011 ile birlikte Türkiye’nin, artık bu spor dalları ile tanıştığı ifadeleri, Erzurum adına yapılmış güzel tespitlerdi.Türk heyetinin giydiği standart kıyafetlerin iyi bir seçim olmadığını da hatırlatmakta fayda var, önemli markaların ürettiği kıyafetler içerisindeki kabanların rengi oldukça zevksizdi ve Afgan mücahitlerin parkalarını andırıyordu.
18 Şubat günü sabah 09.00’da açılış törenleri için olimpiyat köyüne gidildi, her ülkenin bayrağının göndere çekilmesiyle birlikte, oyunlar başlamış oldu.
Kırk dört ülkenin yarışacağı bu oyunlara, ülkemiz; beş branşta yarışacak, yirmi üç sporcuyla katıldı.
SPORCU SAYIMIZIN DÜŞÜKLÜĞÜ, DÜŞÜNDÜRÜCÜ
Kış sporlarında iddialı; Çin, ABD, Rusya, Kanada, Japonya, Kazakistan, Almanya, İngiltere vs. gibi ülkelerin sporcu fazlalığını görünce, bizim sporcu sayımızın oldukça düşük olduğunu tespit ettik.Zaten oyunların sonunda madalyaların tümünü bu ülkelerin alması, bizlere takım halinde sondan ikinci olmamızı yadırgatmadı.


GÖNÜLLÜLER ORDUSU
18 Şubat saat 20.00’de bize verilen giriş biletiyle, açılış seremonisinin yapıldığı otelimizin bitişiğinde bulunan Sports Center’e gittik, on bin kişilik kapalı spor salonu, çok güzel bir şekilde organize edilmişti.Gönüllü Çinlilerin, özel kıyafetleriyle içten hizmetleri, kış oyunlarına başka bir güzellik katarken, yeteri kadar İngilizce bilmemeleri ise iletişimde zorlukların yaşanmasına yol açıyordu. 
TÜRK HEYETİNDE MİLLİ COŞKU
Kırk dört ülkenin sporcuları, sırayla salona giriş yaptı.Türk heyetinin bayrağını, sporcu kızımız Esra taşıdı.TRT kamerasının karşısında, ellerimizde Türk bayraklarıyla coşkulu bir tezahürat yaptık.TRT kameramanı arkadaşımızın, tribünde oturan bizleri “Heyet-i temsiliye” diye adlandırması ise hiç unutulacak gibi değildi.Muhteşem kelimesinin bile ifade de yetersiz kalacağı bir seremoni sunan Çinliler, bizi sanki de rüya âlemine götürmüşlerdi.
Her şey çok disiplinli, görkemli ve ciddi bir şekilde hazırlanmıştı.
İLERLEME RAPORU SUNUM TOPLANTISI
FİSU heyetiyle yapılan ilerleme raporu sunum toplantısında, ihalelerin gecikmesi ve bin beş yüz kişilik yurtların son durumları konularında yönetilen soruların haricinde, toplantıda olumsuz bir durum olmadı.FİSU heyetinin, yapılan çalışmaları yerinde görmek ve tespitlerde bulunmak üzere, Kasım ayında Erzurum’a geleceklerini belirtmekte fayda var.
19 Şubat günü; Buz Hokeyi, Curling ve Short - Track maçlarını ilgi ile izledik.
Bu spor dalları arasında, buz hokeyi müsabakalarının, Erzurumluların çok hoşuna gittiğini de söyleyebiliriz.
İSLAMİ LOKANTA
İslami bir lokantanın duyumunu almıştık, büyük bir heyecanla, üzerinde besmele-i şerif yazan lokantayı bulduk, içerisinde Kâbe’nin resmi ve İslami motifler vardı, içeriye sevinçle girdik ama Çinli görevlilerle yemekler konusunda iletişim kuramadığımız için, çıkmak zorunda kaldık.Çin’de yemek konusunda zorluk çekeceğimiz söylenmişti ama fazla bir sıkıntı yaşadığımız söylenemez.
ERZURUM’DAN GETİRDİKLERİMİZİ PAYLAŞTIK
Erzurum’dan getirilen erzaklar, akşam toplanılan odalarda demlenen çayla yenirken, vatanı ve milleti kurtarma türündeki koyu sohbetlerle de ekip vakit geçiriyordu.
Özellikle Belediye Genel Sekreteri İrfan Salın, Kültür Müdürü Fikret Öztürk ve Dr. Mahmut Avcı ile İl Genel Sekreteri Selami Altınok’un odaları, yiyecek konusunda oldukça bereketliydi.Üniversite ekibimiz, Pekin’deki üniversitelerle ilgili görüşmede bulunmak için otelden ayrılınca, Erzurum ekibinde bir eksiklik oluştu.
CAMİ ARAYIŞI
20 Şubat Cuma günüydü, Cuma namazını kılmak için cami arayışına girdik.
Sn. Valimiz ve Sn. Rektörümüzün içinde bulunduğu grup, tatarların camisini bulmuşlardı.
Bizlerde Uygur Türklerinin gittiği bir camiyi tespit etmiştik, grup halinde camiye girmemiz, cemaati oldukça heyecanlandırdı.“Müminler ancak kardeştir” ilkesini hissedip, Çinli ve Uygur Müslüman Türklerle kucaklaştık.Kuran-ı Kerim’in alışık olmadığımız bir tarzda okunması, hocanın elindeki tahta asa ile hutbeyi okuması dikkatimizi çekmişti.
UYGUR TÜRKLERİYLE KAYNAŞMA
Namazı on altı rekât olarak kıldılar, ismi Mehdi olan Tebrizli bir Türk’ün bizi kucaklaması, Uygur Türk’ü Abdulselam ve Müslüman olarak Amine ismini almış Çinli eşinin candan yaklaşımları, hepimizi duygulandırdı.Müslümanlar, caminin önünde kendilerine bir küçük market kurmuşlar, kestikleri helal etleri ve yiyecekleri burada satıyorlardı.
Caminin girişinde bulunan abdest alma yerinde, farklı bir uygulama gördük, abdest almak için gelenler, kendilerine verilen iki parça havluyla birlikte küçük kabinlere girip, tümden yıkanıp, öylece abdest almış oluyorlar, bunu yorumlamakta oldukça zorlandık.
Harbinde kaldığımız günlerde, son cuma namazını ise tatar camisinde kıldık, imam Nur Muhammed ve cami cemaati bizleri bağırlarına bastılar, çok ilgi gösterdiler, ayaküstü biraz sohbetten sonra, tatar Müslümanlarıyla vedalaşıp ayrıldık.
Harbin bölge Valisi, Valimiz Sami Bulut ve Türk delegasyonunun bazı yetkililerine yemek daveti verdiler.Benzer bir davet de Harbin Belediyesi tarafından, B. Şehir Belediye Başkanımız Sn. Ahmet Küçükler’e yapıldı.


 Erdal Güzel   13 Mart 2009 Cuma

 


Erzurum Kalkınma Vakfı (ER-VAK)
Adres : Cumhuriyet Caddesi Kızılay İş Merkezi Kat 3 / 2 YAKUTİYE ERZURUM Telefon : (0442) 233 38 20
Tasarım : www.e-erzurum.net